“Ahmet Salih
bizi tekne gezisine çağırıyorlar” diyorum
“Kim çağırıyor abi”
“Ölü aşklar derneği”
“Ölü aşklar mı”
“Ben gelmem”
“Neden gelmiyorsun oğlum”
“Aşkın ölüsü mü olur abi”
“Yaşayan aşk varsa geleyim”
“Ayşenur çağırıyor ama “
“O kim abi”
“Hani var ya kurbağa”
“Ne kurbağası abi ya”
“Kurbağa prenses be oğlum”
“Ha o mu tamam o zaman gelirim”
Tanıdı,ikna oldu gelecek derken
“O kimdi be abi” diyor
“Ne iş yapıyordu”
“Of be Salih
geliyor musun gelmiyor musun”
Şimdi bu geziyi eve söylemek var
“Hanım”diyorum
“Ne var”
“Gezi”
“Ne gezisi adam”
“Tekne”
“Ne teknesi ne gezisi
anlatsana adam çıldırtma insanı”
“Yahu hani Ayşenur var ya..”
“Eeee ne olmuş “
“Bizi boğazda tekne gezisine çağırıyor”
Hanımın suratı anlamsız bir ifade alıyor
Mutlaka içinden
“Tekne,boğaz gezi,güzel hanımlar..”
Şimdi “hııı gezi ha! olmaz diyecek”
Demiyor
“Sen git ben gelmem” diyor
Güzel cevap değil mi; vallahi değil
Hanım gelmezse,olmaz
Yanarım ben çıra gibi
“Aşkım sen olmadan bende gitmem” diyorum
“Hem Yusuf da gelecek”
“Yusuf kim”
“Hayaloğlu”
“Ya “
“Ahmet Selçuk”
“Ooo”
“Metin Köse”
“O da kim”
“Hani şiir okuyormuş ya”
“Ha “diyor kafasını sallıyor
Tanımış gibi; ama tanımıyor
Ben anlatıyorum ama
Bende tanımıyorum
Hanımın arkadaşı gelmiş misafirliğe
“Sende git kız adamı yalnız bırakma” demiş
“Aman sende,gitsin ne olacak” demiş hanım- ama-
Beraber gidiyoruz
Aklıma hemen şu espri geliyor
Hani çapkın adama sormuşlar ya
Geziye hanımını götürüyor musun diye
O da “İtalya’ya pizza yemeye giden
yanında makarna mı götürür “demiş
Ne pizzası ne makarnası
Biz Çin’e pirinç köftesi yemeye giderken
Yanımızda bir kazan pirinç götürüyoruz durum bu
Aldı beni bir telaşe
“Hanım” dedim “ne giyeceğim”
Takım elbise
Hayır spor olsun
Sakalları hafif keseyim
Şair sakalı olsun
Şapka,şapka var mı
Yok
Tüh be,şöyle yan yatmış bir bere olaydı
Bir de pipo
“Abartma,abartma “diyor hanım
İki yüz tane kartvizit bastırdım
www.antoloji.com
Sakalları hafif kestirdim
Birde,ucuz bir paket sigara
İsmi markası duyulmamışlardan
Çakmağı da hediye
Şairler fakir olur havası yaratmak için
Zaten öyledirler ya
Tam iki saat evvelden teknenin yanına gittik
Tekneyi kaçırırız falan
O kadar para verdik
“Parayı havale ettin değil mi hanım”
“Ettim ettim otur yerine artık”
Yerimde duramıyorum
Birden aklıma geliyor
“Hanım havale makbuzu yanında mı “
“Aldım aldım otur artık yerine”
Oh çok şükür ben unutmuştum da
Hanım unutsaydı makbuzu
“Efendim biz havale yaptık
inanmazsanız havaleyi yapan memure ile
görüştüreyim sizi”diyecektim
ve hanımı gösterecektim
Hanım bankacı ya
Bu da benim geleneksel bankacı
esprilerimden
Ama hanım hiç gülmedi; nedense
İki tekne yan yana duruyor
Biraz sonra insanlar gelmeye başlıyor
Çok şık beyler.gece kıyafeti giymiş hanımlar
“Hanım bunlar öteki tekneye gidecek” diyorum
Öteki tekneye biniyorlar
Şairler böyle giyinmez diyorum
Sonra bir grup daha geliyor
“Bak bunlar bizimkiler,bunlar şair” diyorum
Onlarda bizim tekneye biniyor
Biraz sonra yürüye yürüye bir gelin geliyor
Arkasında gelinden daha genç bir delikanlı
Uzun saçlı,saçını arkadan bağlamış,
at kuyruğu yapmış, o da damat
Bizim tekne yavaş yavaş doluyor
Ben hala oturuyorum
Bu tekne işi bana ters gelir ama
Ne yapalım çıktık bir defa yola
Evden çıkmadan bizim oğlanın
yola çıkarken kullandığı
bulantı kesici haplardan iki tane aldım
Her ihtimale karşı,
iki tane de seyahat uyku yastığı aldım,
şişme olanlardan
Tekneye bir şey olursa canımızı kurtaralım
Hanımın çantasına da şiir kitabımı sıkıştırdım
O da yetmedi en son yazdığım yirmi kadar
şiirimi de der top edip hanımın çantasına sıkıştırdım
Kulağı çınlasın Levent Kırca’nın tam teçhizatlı kameramanı
Cevat Kelle gibiyiz,hanım beni öldürecek,burnundan soluyor
Tekneye biniyoruz,ben salavat getiriyorum
Eşhedü en la ilahe illallah
Buyur ediyorlar,iki tane bilet uzatıyorlar
“Biz diyorum,havale...”
“Adınız” diyor
“Akif ”
Bir adım atıyorum
“Mehmet Akif”
“Tamam” diyor kibar bir hanım
Ben hala
“Gülhan”
Kibar hanım yine tamam anlamında başını sallıyor
El sıkışıyoruz
İki adım atıp geri dönüyorum
“Sizin adınız nedir “
“Nisan”
“Nisan Serap”
“Memnun olduk”
Bizim; havale,memure,esprisi güme gitti
Bir yer bulup oturuyoruz
Biraz sonra Ahmet Salih geliyor
Salih’in yanında hanımı ve kızı var
İçimde gülmek geliyor
Biz Çin, pirinç, pilav derken
Arkadaş yanında hem pilav hem de yoğurt getirmiş
Hep beraber oturuyoruz
Arkama bir şey batıyor
Hani iki yüz tane kartvizit bastırmıştım ya
Yüz tanesi arka cebimde,onlar batıyor
Bunları dağıtmalıyım diye geçiyor aklımdan
Önümden geçen bir adamı durduruyorum
Hani bir politikacı vardı ya,tuttuğunu öpüyordu
Hasan Celal Güzel
Aynı onun gibi
“Merhaba tanışalım ben Mehmet Akif ”
Bir elim eline uzanırken,diğer elim arka cebime gidiyor
Şak diye adamın eline kartviziti sıkıştırıyorum
Adamcağız afallıyor,”memnun oldum “deyip uzaklaşıyor
Arkasından sesleniyorum
“Adınız neydi beyefendi”
“Ahmet efendim adım Ahmet”
Salih elini yüzüne kapatmış gülüyor
Gülme ulan der gibi yüzüne bakıyorum
Tekne doldu,program başlamadan
Köfte ekmek ve içki servisi var
İçkilerden meşrubat,bira ve şarap var
Ben zaten tekneye bindim sarhoş oldum
Millet biraya,şaraba hücum,ben ise gazoza talim
Teknenin sallantısından,ekmeği ve içecekleri zar zor aldım
Kalabalıktan yerime gitmek için geriye de dönemedim
Sallanan tekneyi şöylece bir tavaf edip
Ancak yerime geldim
Hayırlısı ile bu tavaftan sonra tekne hacısı da olduk
Oturduğumuz yerden öteki tekneyi görüyoruz
Gelin ortada, at kuyruklu damat peşinde
Bizim yanımızda oturanlarda orayı seyrediyor
Yanda oturanların konuşmalarını duyuyoruz
“Baksana damat gelinden daha genç”
“Doğru valla,parası için evlenmiştir o kadınla”
Program başlıyor
Ayşe Nur ve Metin geçiyor mikrofonun başına
Ayşe Nur çok güzel,hele o kısa kızıl saçları
Bunları yazdım diye hanım beni kesecek sanıyorsunuz değil mi
Hayır yanıldınız,hanımla ikimiz aynı fikirdeyiz
Yandakilerin konuşmaları yine geliyor
“Ne o kız Ayşe Nur’un göbeği”
“Hamile olmasın kız”
Bu şairler vallahi telepati ile iletişim kurabiliyorlar
Kısa bir ara veriliyor,Ayşe Nur ne diyor biliyor musunuz
“Göbeğim çıktı biraz,herkes hamile misin diyor”
“Vallahi hamile değilim”
Yanımda oturan bey estetik cerrahı imiş
Bende deminden beri ona bakıyorum
Ayşe’yi Metin’i şiirleri dinlemiyor
Kızcağızın, keseceği göbeğine bakıyor
Keseceği yerlere kırmızı çizgileri,
çizdi bile bakışları ile
Hanımın kulağına eğilip
“Hanım bu bira göbeği olmasın” diyorum
Program yeniden başladı
Metin o güzel sesiyle haykırıyor
“...balıkçı balığı yakaladı
onlara şanslı denir,hani dudağı yırtıklar”
Ayşenur haykırıyor
“Benim babam senin babanı döver”
Metin bağırıyor
“Dövemez benim babamın tabancası var”
Kimse dinlemiyor şiirleri
Herkes tam teçhizatlı benim gibi
Dosya karıştırıyorlar,şiirleri tasnif ediyorlar
Bakıyorlar olacak gibi değil
Yusuf Hayaloğlu’nu çağırıyorlar mikrofon başına
Yine hafiften bir uğultu var ama
Yusuf kardeşim bir başlıyor şiire
“Ben bozkırların çocuğuyam,yavri yavri”
Vallahi ses tokat gibi patlıyor,
teknenin ve boğazın karanlığında
O nasıl şiir okumak kardeşim
Hem ezberden okuyor
Hem de kendi tabiri ile tiyatral yapıyor
Arkadan patlatıyor
“Ah ulan Nalan neden evden kaçıp artiz oldun”
Nalanın başına gelmeyen kalmamış
Rejisörün yatak odası falan
O sırada köprünün altından geçiyoruz
Nalan ve köprü nasıl da denk geliyor
Yusuf Hayaloğlundan sonra kimse şiir dinlemedi
Benim kitap,şiirler elimde kaldı,diğerlerinin de
Metin haklı olarak kızdı ama kibar adam belli etmedi
Oysa bana böyle bir şey olsaydı.
Rahmetli Neyzen Tevfik üslubu bir şiir yazmıştım
Onu okurdum,şiir şöyle
Başçavuş’un..
Kadir kıymet bilmez çeşmesine varmışım
Muradım bir aya su içip mercan tas koymak oldu
Eğildim ki feyz almaya,billur akan su katran oldu
Mercan tas aktı gitti elimden, alelade kum oldu
Gidip hitabet meclisine gireyim dedim
Sözüm,kum saatindeki kum tanesi gibi heba oldu
Aşinası müptela olur zannettim-söylediğim sözlere-
Başçavuş ile,gaz kaçıran hayvanının muamelesi oldu
Mehmet Akif Gülhan 25.07.2005 Saat 12.23
Bu şiir yinede elinizin altında bulunsun
Bakarsınız bir gün lazım olur
Ha aklımdayken bir şey daha söyleyeceğim
Ben haklı çıktım
Ayşenur’un göbeği bira göbeği imiş hakikaten
Programdan sonra elinde bir kutu bira ile gördüm kendisini
Sevgili Ayşenur’a bir mesajım var görenler iletsin lütfen
Ayşeciğim sakın lüzumsuz yere bıçak altına yatıp,
canım göbeği kestirme
Göbeği keseceğine,birayı kes
Hem daha masrafsız,hem daha acısız olur
Seni gözlerinden öpüyorum
Kucak dolusu sevgi ve saygılar benden
Bu manzumu en başta Ayşenur Yazıcı,Nisan Serap Muratoğlu,Elif Şebnem Akel ve Metin Köse beyefendiye olmak üzere tüm Ölü Aşklar Derneği mensuplarına ve tüm şiir seven dostlara hediye ediyorum.Saygılarımla
Mehmet Akif Gülhan 08.08.2005 Saat 14.44
Mehmet Akif GülhanKayıt Tarihi : 12.8.2005 20:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Akif Gülhan](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/12/olu-asklar-dernegi-tekne-gezisi-komedi-serisi.jpg)
ikincisi;Hayırlısı ile bu tavaftan sonra tekne hacısı da olduk :))))
üçüncüsü de ;Salih’in yanında hanımı ve kızı var
İçimde gülmek geliyor
Biz Çin.pirinç,pilav derken
Arkadaş yanında hem pilav hem de yoğurt getirmiş
Çok yaşayın emi, evde akşam kahvesi muhabbetlerimizin şairi oldunuz. SAYGILAR.
selamlar hayat
Ama yine de birileri 'bir şeyler' yapmaya çalışmış...umarım her seferindeki noksanlıkları tamamlayarak ilerler bu gemi...yine de tekrarlamadan geçemeyeceğim anlatım harika ve anlayana neler söylüyor neler.!
Teşekkürler çok güzeldi...
Sevgiler
Metin KÖSE
TÜM YORUMLAR (31)