Telefonun bir ucunda Ayşenur var
-Derneğin açılışı var gelir misin?
-Açılış mı? gelmem mi hiç,gelirim tabii
Hani size bu derneğin tekne gezisini yazmıştım ya,
bu o hikayenin devamı olacak kaçırılır mı hiç
-Ne zaman
-Salı günü saat 19.30 da Taksim de
-Neresinde
- Miss Taksim lokalinde
-Tamam prenses gelirim(rumuzu “kurbağa prenses “ya)
Küçükken çok yaramaz bir çocuktum,olmadık şaklabanlıklar,
yaramazlıklar yapardım,rahmetli anneannem;
-Oğlum rahat dur” şeytan arkana parmak mı atıyor derdi
Bu kurbağa prenses rumuzuna öyle kafayı taktım ki;
Tekne gezisine gittiğimizde “aa prenses ne kadar güzelsin,ben seni
kurbağa göreceğimi zannediyordum,kim öptü seni” diyecektim
Şeytan devamlı parmak durumunda ya ondan,
ama diyemedim,yanımda hanım vardı,fırsatta olmadı
Belki bu defa derim
Salı günü oldu hazırlanacağım ama,aklıma bir şüphe düştü
Bir erenlerin sağı solu belli olmaz bir de bu şair milletinin
Telefon açtım
-Prenses yola çıkıyorum,bir değişiklik yok değil mi
-Aaa sen bilmiyor musun,toplantı iptal oldu
-Ne, aaa, eeee
-Hani ramazanın ilk günü ya,ilk iftar,hani çoluk çocuk hep beraber felan
-Sağlık olsun,ne olacak şimdi?
-Cumartesi günü aynı saatte aynı yerde tamam mı?
-Tamam prenses
Cumartesi günü,giyindim kuşandım,çıktım yola,ben Küçükyalı’da oturuyorum
taksim dolmuşları Bostancıda,yürüye yürüye gittim,yollar inşaat halinde
iski boru döşüyor,yollarda besili keklik gibi zıplıyorum,hopluyorum
neyse dolmuşa zor attım kendimi,biraz nefes aldım,şükür
Dolmuş doldu dolacak,iftar zamanı gelmeden,
herkes gideceği yere varmak için sabırsızlanıyor
Her dolmuşa binen yolcuya şükran ile bakılıyor,dolunca gidilecek ya
Şeytan rahat durmuyor,yine içime kurt düştü,ya yine iptal olduysa toplantı
Telefona sarılıyorum;
-Prenses toplantı durumu ne? geliyorum
-Gelmeee! toplantı iptal
-Ne iptal mi? ne oldu yine ya
-Toplantıyı iptal ettik pazartesi günü,lokalde kendi yerimizde açılış yapacağız
Dolmuştan iniyorum mecburen,o sırada son yolcu gelmesin mi
ben iniyorum o biniyor,suratıma garip garip bakıyor
Bütün yolcular bana öfkeyle bakıyor
kahya,şoför beni öldürecek gibi bakıyor,
Kulaklarım çınlamaya başlıyor,bu tansiyondan değil muhakkak ki
her halde bütün sülalem nasibini alıyor bu çınlamadan
Eh be prenses,yaktın beni,alacağın olsun,
yine hoplaya hoplaya seke seke eve dönüyorum
Pazartesi iptal yok şükür,
üç saat evvelden yola çıkıyorum,
yollar felaket, İstanbul yolları şantiyeye dönmüş vaziyette
Şoförün insan üstü gayreti ile varıyoruz nihayet Taksim’e
sora sora, el yordamı, göz yordamı buluyorum adresi
-Merhabalarrr
-Ooo merhaba hoş geldin
Ayşenur ve Nisan hanım var içeride iki tane de beyefendi
-Merhaba ben Mehmet Akif
-Merhaba ben Mustafa Kemal
-Merhaba ben …….
İsmini hatırlamıyorum,ben hafıza özürlüyüm,kendi yazdığım şiirleri bile hafızamda tutamam
Sadece bir dörtlüğüm var hafızam da o da
Neredesin ey bekri
Doldur bade-i tası barkı
Geçiyor diye dövünme ömrüm
Geçen eşref vakti
Sadece bu aklımda herhalde çok kısa diye
Harıl harıl çalışıyorlar,hazırlık yapıyorlar toplantı için
Tabaklar çanaklar,kolalar, çay paketleri hepsi ortada
Ayşenur
-Ben tuvaleti temizledim diyor
Ötekiler
-Biz de temizledik,bizde temizledik diyorlar
-Dört defa tuvalet temizlenir mi kardeşim diyorum içimden ”bırakan ne bırakmışsa”
Bana o sıkışıklık arasında bir kahve ikram ediyorlar
-Ben sana dargınım prenses diyorum
Şaşkınlıkla
-Aaa neden
-Ya! senden bir fıkra istedim tam ramazanlık fıkra yazmışsın bana
Gülüyor
-Hakikaten öyle oldu
-Hani sen bir tane edepli fıkra biliyordun,zaten onu da teknede anlatmadın mı?
Prenses’de cevap hazır
-Bunu yeni öğrendiiim
Prenses hemen atılıyor,diğerlerine dönüp
-Bakın size de anlatayım
Sınıfa yeni din hocası gelmiş,çocuklarla tanışıyormuş
-Yavrum senin adın ne?
-Fatih öğretmenim
-Ne güzel,oku bakalım o zaman bize Fatiha suresini
Çocuk okumuş
-Senin adın ne kızım?
-Kevser öğretmenim
-Ne güzel, sende oku bakalım Kevser suresini
Çocuk okumuş
Arkalardan bir çocuğun saklanmaya çalıştığını görmüş,yanına gitmiş
-Senin adın ne bakalım
-Yasin öğretmenim ama siz Süphaneke diyebilirsiniz demiş
Ötekiler gülmedi herhalde anlamadılar,ben zaten biliyordum, bende gülmedim
Sanki prensesin umurunda
Hazırlıklar bitmek üzere
-Pasta pasta nerede arkadaşlar
Açılışta pasta kesilecek,üzerine “Ölü aşklar derneği” yazdırdık, diyorlar
-Açalım mı pastayı?
-Açalım hazır olsun
Pastayı dikkatlice açıyorlar bozulmasın diye
Murphy kanunlarına göre,biliyorsunuzdur muhakkak, korktuğunuz başınıza gelir
-Ya Ayşenur bunu yazısı bozulmuş
-Hadi ya inanmam
-Vallahi bak,ölü bozulmuş,derneği de bozulmuş
Beylerden birisine enişte diyorlar,enişte öne atılıyor
-Ben düzeltirim şimdi onu
-Yaşa be enişte!
Düzeltiyor yazıyı ölüyü siliyor derneği de siliyor,aşkların anlamı yok,lar’ı da siliyor
kalıyor dımdızlak Aşk
-Düzelttim sadece aşk kaldı
Şeytan yine rahat bırakmıyor beni
-Buna da şükür ya ölü kalsaydı
Üyeler yavaş yavaş geliyor,kibar beyler nazik hanımlar,
hepsi çok şık giyinmişler,sanki baloya gelir gibi
Allah’tan takım elbisemi giymişim
hanımda sağ olsun bembeyaz bir gömlek ütülemiş,
zaten topu topu bir takım elbisem var.
Hani derler ya hem düğüne hem cenazeye giyiyorum diye işte öyle,
ama elime bir şemsiye almışım yağmur yağar diye
hani o uzun olanlardan katlanmayanlardan,İngiliz aristokratları gibiyim
Sahi aristokratlar şemsiyeyi sapından mı tutar ortasından mı,ben ortasından tutuyorum da
Toplantı başlıyor,Ayşenur başkan, söz alıyor
-Vallahi arkadaşlar burayı bulabildik ancak,burayı kiraladık
başka yerlere de baktık ama,çok üst katlardaydı baktığımız yerler, minare gibi
çık Allah çık bitmiyordu,bir yere daha baktık orada da satanist’ler varmış daha evvel
kiracı olarak(satanist kiracınız olduğunu düşünebiliyor musunuz) içerde mumyalar vardı küçük küçük,birde ağır bir koku
-Kedi kesmişlerdir orada
Bu sözü kim söyleyebilir,tabii ki ben
-Arkadaşlar proje üretelim
-Pastayı ne zaman keseceğiz
-Önce boya arkadaşlar
-Müzik dersi verebiliriz
-Ünlüleri getirelim
-Ben Bedri’yi getiririm
-Bizim Bedri’yi mi,Baykam yani
-Arkadaşım oğlum o
-Tablo satarız burada
-Pastayı ne zaman keseceğiz?
-Proje diyorum arkadaşlar, millet üçyüzbin euro alıyormuş
-Bize vermezler
-Pastayı ne zaman keseceğiz?
-Ahmet Selçuğu da çağıralım
-Bırak şunu ya küsüm ben ona
-Önce dekor arkadaşlar
-Duvarları boyatalım
-Ressam arkadaş boyasın işte
-Pastayı ne zaman keseceğiz?
-Çallıyı getirelim
-Çallı ölmedi mi ya?
-Bizim arkadaş süs eşyası yapıyor onlardan da satarız
-Ya! pastayı diyorum
-? ? ? ? ?
-Yani ne zaman keseceğiz?
-Beyazı getirelim
-Tamam bak! Ben onu getiririm, tanıyorum beni kırmaz
-Programı yüklü o gelmez,film,dizi falan
-O beyaz değil be kardeşim
-Beyaz hoca, Zekeriya Beyaz
-Ne o, oruç nasıl bozulur onu mu soracaksın?
-Proje arkadaşlar üçyüzbin euro Allah Allah
-Çay beşyüz olsun
-Yok daha neler
-İkiyüz elli
-Tamam üçyüz olsun
-Kutu olsun
-Kimin kutusu var
-Ya pasta arkadaşlar ya- ne zaman keseceğiz?
-Eksik ne var?
-Çaycı var
-Çaycı tutamayız
-Hayır çay makinesi diyorum
-Adam tutalım buraya
-Olmaz lan karı atar buraya,başımız belaya girer
-Bu sokakta mafya var mı abi
-Soba alalım
-Elektrikli olsun kim uğraşacak
-Yağlı
-Ne yağlısı kardeşim
-Radyatör
-Ne diyorsun ya?
-Ben yağlı radyatör getireyim bir tane
-Yağ dediniz de aklıma geldi pastayı ne zaman keseceğiz
-Kesin kardeşim şu pastayı ya
Pasta kesildi nihayet,afiyetle yendi,ha bak aşk yazan yeri kim yedi bilmiyorum
Proje mi? ne projesi?
Karar mı?
Ha! karar, bir daha ki toplantıya,acelesi ne
Yalınız yağlı radyatörü ben getiriyorum haberiniz olsun
Mehmet Akif Gülhan 11.10.2005 Saat 19.10
Mehmet Akif GülhanKayıt Tarihi : 11.10.2005 19:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Umarım proje ve programlarda bir gelişme olmuştur artık..
Yoksa hala pasta mı kesiyorsunuz ?
:))))
-? ? ? ? ?
Enfes pasta tadında bir hikaye okudum doğrusu:)) gülmekten çenem ağrıdı :))
Önceden şunu savunurdum yaşanılan şey orda kalmalı diye...
artık onu savunmuyorum vazgeçtim :)
Anlatılmalı ve paylaşılınmalı
Allah sizden razı olsun
Hayırlı ramazanlar Adnan Bilgiç
Dolmuştan iniyorum mecburen,o sırada son yolcu gelmesin mi
ben iniyorum o biniyor,suratıma garip garip bakıyor
Bütün yolcular bana öfkeyle bakıyor
kahya,şoför beni öldürecek gibi bakıyor,
Kulaklarım çınlamaya başlıyor,bu tansiyondan değil muhakkak ki
her halde bütün sülalem nasibini alıyor bu çınlamadan
Eh be prenses,yaktın beni,alacağın olsun,
yine hoplaya hoplaya seke seke eve dönüyorum
Düzeltiyor yazıyı ölüyü siliyor derneği de siliyor,aşkların anlamı yok,lar’ı da siliyor
kalıyor dımdızlak Aşk
-Düzelttim sadece aşk kaldı
Şeytan yine rahat bırakmıyor beni
-Buna da şükür ya ölü kalsaydı
Toplantı başlıyor,Ayşenur başkan, söz alıyor
-Vallahi arkadaşlar burayı bulabildik ancak,burayı kiraladık
başka yerlere de baktık ama,çok üst katlardaydı baktığımız yerler, minare gibi
çık Allah çık bitmiyordu,bir yere daha baktık orada da satanist’ler varmış daha evvel
kiracı olarak(satanist kiracınız olduğunu düşünebiliyor musunuz) içerde mumyalar vardı
küçük küçük,birde ağır bir koku
-Kedi kesmişlerdir orada
Bu sözü kim söyleyebilir,tabii ben
-Arkadaşlar proje üretelim
-Pastayı ne zaman keseceğiz
Proje diyorum arkadaşlar, millet üçyüzbin euro alıyormuş
-Bize vermezler
-Pastayı ne zaman keseceğiz?
-Ahmet Selçuğu da çağıralım
-Bırak şunu ya küsüm ben ona
-Önce dekor arkadaşlar
-Duvarları boyatalım
-Ressam arkadaş boyasın işte
-Pastayı ne zaman keseceğiz?
Çallıyı getirelim
-Çallı ölmedi mi ya?
-Ya pasta arkadaşlar ya- ne zaman keseceğiz?
Çok harikaydı dilinize sağlık Çok güldüm yaa :))
Sevgilerimle
O gecenin video kasetini seyretmek bile bu kadar keyifli olamazdı...tek detayı atlamışsınız...pasta neliydi? :))
TÜM YORUMLAR (19)