Hangi mahallede imam yok,
Ben orada öleceğim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.
Ölüler namına azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balık;
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Siz hiç öldünüz mü? Defalarca söyledim; tekrar söylüyorum: Peygamberler sadece Araplara gelmiş, neden? Önce bunu tartışalım. Amerika kıtasına, Avustralya kıtasına, Asya kıtasına ve Avrupa kıtasına neden peygamberler gelmedi? Hiç düşü
ndünüz mü? O kıtalarda insanlar yaşamıyor muydu? Elbetteki yaşıyordu ve onların peygamberlere ihtiyacı yoktu. Çünkü, onlar dürüst ve namuslu insanlardı. Ve Tanrı peygamber göndermedi; Peygamberler, yoz bir toplum içinde, fırsat bulup, kendi uyanıklılığını gösterdiler. Din, yoz toplumları, insanlıştırmak için, akıllı insanlar tarafından, dayatılmıştır. Vesselam.
hangi mahallede imam yok orda ölmek istiyorum..
..denilse.. haa şairimiz başka bir frenk memleketinde hayatını sürdürme arzusu taşıyor der.. üzerinde durmazdım..
ama bilakis.. ben orada öleceğim .. şeklinde kesin kararlı kati söylenince.. ister istemez.. bu sözün altında daha derin manalı bir şey yattığını düşündüm..
imamın olmuyacağı muhtemel yerleri gözden geçirmiye çabaladım.. şuramı acaba.. ..ııh ora değil.. tamam oraya imam gitmez ama.. haşa şairimizde gitmez dedim.. içimden..
.. ve en son düşünürken düşünürken.. benim içime giremez deme istediğini düşündüm.. kendi bedenimde öleceğim.. ayaklarım saçım herşeyim.. deme istediğini düşündüm.. yanılıyormuyum acaba..
.. bütün beden azalarının hülyası.. yorgun bir kalbi ayağı başı vücudu dinlendirmektir.. salın fazla sallanmamasını istemek en doğal haktır.. ancak beyaz kefen giydirilmesin.. sözüne anlam veremedim.. sızlamasın karanlığım havada sözündede mutlaka farklı bir anlam olmalı.. çünkü ölmüş bir beden karanlığın sızlamasından rahatsız olmaz.. yine sağları raahatsız eden bir şey var belkide.. yada gerçektende.. karanlığın sızlamasında.. -beyaz bir aydınlığım ölü bedende ziyan oldu gibi mana yatıyor kimbilir.. yanlış anlamadı isem..
Dindara bak dindara(!)
Sessiz kalır kindara?
Bu inançla ölürsen;
Düşeceksin sen dara!
Kindara bak kindara!
Neler kusmuş dindara?
Ümitlenmen bi-ruhlar;
Düşmez asla din dara!
Belli ziftli tahtalar
aslen piç olduğunu iddia eden bir kişiye hayır öyle değilsin diyemeyiz...
bu kenanaslenpiç kompleksli bir japon herhalde...
başta da söylediğimiz gibi evrensel anlamda bir 'ölüm'' şiiri değil bu...aralarında kendisini yaşayan bir ölü olarak gördüğü bir anlayışı mahkum etme ve kendince , islamın yanlış yorumunu yaşadıklarına inandığı insanlardan bir kaçma isteği, uzaklaşma isteği olarak görülebilir..hani anadoluda bir deyim var..birisine kızınca derler ki cenazemde bile istemem falancayı....
şiirin bir başka dikkat çeken mısrası da şöyle...
Müslüman değil miyim, haşa,
bu anlayışın temsil ettiği insanlara karşı çıkmak özellikle hiciv şairlerimizden gelmiştir..hatta şair eşref işi büsbütün ileri götürerek tüm insanları kapsayacak şekilde bir rest çekmiştir..
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
Gelmesin, reddeylerim billahi öz kardeşimi,
Gözlerim ebnâ-yı âdemden o kadar yıldı ki,
Istemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı...
islamın yanlış yorumu veya çok dile getirilen söylenişiyle yobazlık hemen hemen tüm şairlerde bir sosyal facia olarak dile getirilmiştir..necip fazıl bunu Ham YOBAZ , kaba SOFTA olarak deyimleştirmiş ve başlıbaşına bir konferans mevzuu olarak almıştır..
tekrar şiire dönersek elbet bu şiirin havası biraz öfke ve hiciv karışımı olarak böyle oluşmuştur ..mesela onun bir kitabına ismini veren ÇOCUK VE ALLAH şiiri ne kadarislama estetik tarafından bakabildiğini gösterir..
öte yandan ölüm şiirlerinden bir örnekte aşık veysel den verirsek..o ölürken örneğin düşmanlarını sevmediklerini değil dostlarını hatırlıyor ve kendisini unutmamalarını istiyor...dostlar beni hatırlasın..öte yandan dodt dost diye nicesine sarıldım derken ölümün ve iyimserliğin evrensel estetiğini sunuyor..
belkide şöyle bir şey yapmalı günün şiiri seçkilerinde..tematik şiirler kuşağı...mesela ölüm tematiği üzerine yedi şiir bir hafta gibi..görev aldığım zamanlar seçki grubunda aklıma gelseydi önerirdim...
Sonuç itibarıyla fazıl hüsnü türk edebiyatı kütüğüne çivisini çakmış bir şairimizdir..ustanın en ustaca eserlerinden olmasa da yine de ustalık kokusunu koklayabildiğimiz şiirlerden...
bu vesileyle kendisini hatırlamamıza vesile olan seçki grubuna teşekkürlerimle
Rezilliğe bir bakın ey şuurlu şairler!
İmza atmış nelere, hele bakın kahirler!
Bu kafayla gidenin, tehlikede atisi;
Bence berbat olacak böylelere ahirler!
POEM beyden ne haber, hiç bakmıyor sayfaya?
Dinsizlerin dilinde ne ar kalmış ne haya!
Yorumların konusu, sövmek olmuş dindara
Niye sessiz kalıyor beyim kızıl sayhaya?
Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta