Oltuya Serenat Şiiri - Zinnur Aldaş

Baharda bir sel gibi Çoruha doğru çayı,
Akınca gör,güllerin açıldığı Oltumu.
Gelinler soba tutuşturmak için çırayı,
Yakınca gör,küllerin saçıldığı Oltumu.
...
Kovanda zarif bir bal ustasıdır her arı,
Ekinler yollara dizilmiş altından sarı,
Gençler elde tesbih yapıp siyah kehribarı,
Çekince gör,tellerin ölçüldüğü Oltumu.
...
Ozanı,siyasetçisi söyler gerçekleri,
Kaynaklardan çıkar en tatlı içecekleri,
Heybetli dağlarında rengârenk çiçekleri,
Kokunca gör,alların seçildiği Oltumu.
...
Yazın festivallerle geçmekte her haftası,
Meşhur Hosor ayvasınınsa herkes hastası,
Gümüş işlemeyi mahir bir tesbih ustası,
Kakınca gör,pulların taç olduğu Oltumu.
...
Ölüm bir şaka değil,asla alma alaya
Ecel takip eder bizi kollaya kollaya,
Cenazeler ki Aslanpaşada musallâya
Çıkınca gör,kulların küçüldüğü Oltumu.
...
Sahiptir örfüne,töresine,vatanına,
Al bayrağın sevgisi işlemiştir kanına,
Savaşta kurşunları Ebrehenin alnına,
Sıkınca gör,fillerin hiç olduğu Oltumu.
...
O tanıttı dünyaya cağ kebabın etini,
Dinlersin camilerde ûlemâ sohbetini,
Bir pehlivan tutup diğerinin kıspetini,
Yıkınca gör,dalların biçildiği Oltumu.
...
Ne hoş ne tatlıdır "Neydersin?" diyen şivesi,
Suyu duru,havası temiz,boldur meyvesi,
Gidip gezince gelir her insanın övesi,
Bakınca gör,yolların alçaldığı Oltumu.
...
Ermeni yirmi beş Martta tosladı gardına,
Kanını akıtarak sahip çıktı yurduna,
Ozanlar notaları sazların akorduna,
Takınca gör,tellerin "fa" çaldığı Oltumu
...
Balkayanın dağlarından çıkar kara kömür,
Herkes bir gün yaşlanacak budur gelen emir,
Yüzümüze ihtiyarlık tohumunu ömür,
Ekince gör,yılların göçüldüğü Oltumu.
...
Meyveler sarkmaya başlar ağaçlarda daldan,
Akın akın gelir gurbetçileri her koldan,
Yaz geldiğinde minik çocuklarda okuldan,
Bıkınca gör,zillerin kaçıldığı Oltumu.
...
Mor menekşeler görürsün baksan hangi dağa,
Yeşil bir fistan giydirilir bahçeye,bağa,
Arıcılar balı şerbet ederek bardağa,
Dökünce gör,balların içildiği Oltumu.
...
Bereketli ve münbittir aşk kokan turâbı,
Üstelik çok vardır okumuş ilim erbâbı,
Evlerin boş camlarına bir akşam serâbı,
Çökünce gör,tüllerin saç olduğu Oltumu.
...
Ölene taşları yastıktır,toprağı döşek,
Düğünlerde atılır göğe havai fişek,
Baharda yağmur yağarken ürküten bir şimşek,
Çakınca gör,hallerin güç olduğu Oltumu.
...
Tortumdan geçerken bakarsın bahçeye bağa,
Hızlıca çıkayım diye yaylada ki dağa
Şoför Aksu kapıdan direksiyonu sağa,
Bükünce gör,illerin geçildiği Oltumu.
...
Mavzerler koyulmuştu gelinlerin hurcuna,
Gün dönünce sâdık kalındı vatan borcuna,
Yusuf Ziyâ Bey bayrağı kalenin burcuna,
Dikince gör,kolların öç aldığı Oltumu.