ben olta atmayı da bilmem,
balık tutmayı da,
ayağımda ağırlığı var siyahlığın,
her kırmızılığa elimi uzatmam......
şehir dışına çıkmam fazla,
sırt çantasını almadan da yürüyebilir kalbim,
küçük çay ocaklarınının ateşinde ısınabilirim....
dört koldan sarılmışım,
her birinde değişik silah,
gözlerimi kısmam ateşlere,
ne olduğunu anlamadan diz çöker kurşunlar önümde....
hayırlısı olsun,
HAYIRlısı kalacak elinde dinsizliğin terazisinde,
zaman örtüsü kapatmaz başını,
tesellisi değildir gizliye saklanan dolaplar.....
her şey yolunda,
gözaltına alınmadı yalnızlıklar daha,
nerden tanıdığını bilmediğim sevdalarım olmayacak,
devriyeler burnuna kadar senle doldu,
canım,
hadi görüşürüz diye giderken,
resimlerini yakmadım içimde,
hoşdun bana.......
neden izin vermiyorsun derdim,
yok benim derdim,
sakat kalacak bacakların taşlara direnmesi gibi,
bir oltada iki balık tutulmaz,
yem atılacak sevgilerim yok benim,
su üstüne çıkana kadar hiç bir kalp senin değildir......
Kayıt Tarihi : 13.3.2018 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!