Ölmek diye bir şey vardı zamanın ötesinde…
Kimin ne zaman kapısını çalar; ne vakit gülümser yüzüne bilmesi zor yaşaması çok zordu…
Anlam veremediğimiz cümlelerin girdabında boğulan virgüllerle bezeliydi hayat; her adımda bir ezgi,her ezgide binlerce sır saklıydı.farkında olmadan geçip gitti anılar köprüsünden insan ve her dakika azalarak büyüdüğünü etiyle kemiğiyle tutunduğu hayatın onu terk edeceği gerçeğini umursamaksızın biraz daha öfkeyle biraz daha hırsla sarılırdı kendini azaltan yarınlara.
Sabah olduğunda penceresini açıp kuş cıvıltılarını dinlemek yerine apar topar giyinip işe koyulmanın telaşında geçti ömrün otuz yılı…o otuz yıla neler sığdırdı kendince ama bir türlü kendini sığdıramadı..hayallerinden bir dünya kurdu da o dünyada yaşamaya akıl sır erdiremedi insan…
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta