Çalıştığım yerde, iş arkadaşlarım sayesinde birini tanıdım. Herkes ona ciğer abi diyordu. Adı ciğer mi diye düşünürken, herkese ciğerim dediği için de ona ciğer abi dendiğini öğrendim. Gün geçtikçe daha yakından tanımaya başladım ciğer abiyi. Sık sık ziyarete geliyordu bizi. Özellikle de Cuma günleri. Arabasının arkasına çiçekleri toplayıp bildiği tüm fabrikalara dağıtır. Bazen elinde tatlısıyla gelir bazen de gönlünden ne koparsa. Ve yeşile takıntılıdır. Bayılır yeşil renge. Yeşil giyinir. Evini yeşile boyamıştır. Yeşil giyelim de cennete gidelim der. Hep cennete gitmek ister. Gel gelelim geçen gün öyle bir laf etti ki bu ciğer abi. Düşündüm. Çok düşündüm.’ Ölmek kolay ciğerim. Ölememek çok zor’. Tüm gün, bütün gece düşündüm. Ne kolaydı ölmek. Ne doğru sözdü. Yaşamaktı zor olan. Hayatta kalabilmek için çalışmak, çalışmak için iş, en önemlisi de hepsi için sağlık gerekiyordu. Ne zordu yaşamak. Doğru insanı bulup, hayatı paylaşmak. Yetebilmek. Her şeye yetişebilmek ne zordu. Sonra ertesi gün ciğer abiyi gördüm. Abi ya dedim. Ne güzel söyledin dün. Ölmek çok kolay da ölememek ne zor.
Öyle dedi.
Ki eşin seni cennette bekliyorsa…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Ne ölmek kolaydır ne de öldükten sonra Cennete gitmek. Bir Hadis-i şerifte; 'İNSANLARIN BİNDE DOKUZ YÜZ DOKSAN DOKUZU CEHENNEME BİNDE BİRİ DE CENNETE GİDECEK. EV KEMA KAL' buyrulur.
Hayırlı ömürler ve hayırlı ölümler ve de hayırlı sonuçlar dileriz efendim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta