Kalbimiz kurudu....
Gönlümüz çorak mı çorak...
Vicdan hesab edemedi masivanın yükünü...
Gökler paklayamadı yağmurla karla atîd'in yazdıklarını...
Rakîb'in boynu bükük,
Develerin sorulacak hesabı şöyle dursun,
Bir çocuğun sırtındaki teri
gözündeki yaşı silecek hasenat aramakta...
Unutulmadık belki ama unuttuk işte...
Hala o ayni kavga hâlâ,
Sag el sol elden,
Cahil akilden,
Mümin münkirden,
Yerin altı üstünden davacı...
Kalbimiz kuru bir et yığınına dönmüş...
Evlerin kapısı kilitli...
Ertelenmiş vakitlere sığmayacak kadar kadar kıymetli borçlarımız,
Ve dar vakitlere
sığmayacak kadar kıymetli sevgilerimizle...
Gün geldi işte...
Ve devran döndü...
Erteleniyor ve mühlet verilenlerle beraber dört duvar yaşıyoruz...
Kabenin Rabbine sığınıyoruz…
Kabe mahzun ne Bedirde yaşadi bu sukuneti
Ne de ateşe verildiginde...
Mina korkularda...
Şeytani birakmis, insan insanı taşlamakta zira...
Mağaraları açacak bir anne duasına,
Karaya taşıyacak Mevlanın yardımına muhtaç
Yaşıyor ve yaşlanıyoruz…
Kayıt Tarihi : 18.12.2022 19:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!