İki şeyi asla unutma:
ALLAHI ve ÖLÜMÜ
İki şeyi de asla hatırlama:
Yaptığın İYİLİĞİ ve gördüğün KÖTÜLÜĞÜ
Çatlarsa çatlasın, bırak dili; hızlı çarpsın kanatlar,
Özgürce dolaşsın ufuklarda; dil, o zaman rahatlar…
Dil deyip de geçme, değil mi ki; kulu esir eden dil,
Ummanları önüne sererek; yaygı, hasır eden dil…
Özgürlüğün sınırını sen çiz; uymuyorsa lal olsun,
Öyle oğul versin ki kelamın; sirke değil bal olsun…
Dikkat et, kendini bir şey sanıp; her yöne kıvrılmasın,
Bütün özgürlüğünü kaybedip; rüzgârda savrulmasın…
Ağzında saklanan hazinenin; ihtişamın bir bilsen,
Tanımazdın O’ndan başkasını; eğer nankör değilsen…
Eser yoksa edebinden, arından; dünyayı dolaştırır,
Vazgeçmişse nefsin karından; Maksuda ulaştırır…
Hükmetmesini bilirsen eğer; köledir sana hazır,
Hüküm eline geçmeye görsün; kendi kuyunu kazır…
Boşuna uğraşma dönüşü yok; basınca yaygarayı,
Bin bir merhem sürsen de onarmaz; o, açınca yarayı…
Kendinden bilirse mahareti; resmeder kibirini,
Önceden bellidir akıbeti; zem kaplar zikirini…
Mahirinin elinde farkı yok; keskin kılıçtan, oktan
Öyle bir mucize ki, lütuftur; sana, Yaradan Hak’tan…
Öyle dolaştır ki yüreklerde; harından sönsün diye,
Mahzun gönülleri fethedip, Hak için dönsün diye…
Ne söylersin Şahan’ım? Uğraşma; onmadan, onsun diye,
Her kelamı ok olsun nefsime; ölmeden ölsün diye…
Kayıt Tarihi : 29.5.2012 08:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!