Olla Su-3 Şiiri - Hayrettin Taylan

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Olla Su-3

Güzelliğinin gül destanın başka bir duruşu simgeliyor.Sen güzel misin?
-Bu soru içinde binlerce güzellik taranır,sen benim için güzelsin demek.
İcara verilmiş özlemlerin aşk hasadında sensizlikte biraz pestil yaptım.
Üstüne tütsülenmiş gelmelerin susamlarını serdim., Gönlünün yıllardır içi boş kalışları kesici bir halde yakarışlarımı kesiyor.Edebiyat kitaplarındaki şiirlerin arasına seni yazıyorum.Bir eskicinin yalnızlık topladığı çığırtkan anmaların son adımındayım. Eskici diye bağırıyor her gün.Düşündüm neyim eskimiş, sonra çağırdım.
-Eskici vay,şair misin?
-Şairleri eskiciler de tanırmış vay be! Nerden anladın, şiir gibi konuşuyorsun, sesinden belli,yaralısın, aşk üstüne bir şeyler karalıyorsun.
-Eskici:Neyin var eski…
-Yalnızlığım çok eskidi,yaram var kabuk bağlamış,gitmeler,beklemeler, pencereden bakıp onu görmeler, derdim,aşk sızım, ha bir de onu unutamamak eskidi.
Eskici:- Şiir mi okuyorsun.İşim var.
-Hayır,şiir değildi,bendeki eskiler,istersen birkaç yeni de al.Özlem,kavuşmak, geliş,umut…
-Eskici: Çok dertlisin, yaralısın, gözlerin aşk akıyor; ama onlar para etmiyor,ben ekmeğimden etme.
-Demek eskilerimi,acılarımı eskici de almıyor
-Ah anam, ah! Ölmüşem ben..
İşte gördüğün gibi kırmızıyı çok özlemişim,pembe giyinişlerini biraz.
Kırmızı ateşime,hasretime,kavgama,direnişime aynadır.
Yanıklığım artar antik bir Antartika gecesinde.Suskulu bir hesap çarpar kırılışlarına. Alaturka bir kemanın çalınışındadır asil duruşun,seslenişin,
Giderken ağlayışın.Yanık bir güftenin,yan etkilerinden arta kalan ıssı bir sesin soluğusun.Gözyaşlarının buğuladığı vicdanımın penceresine senli bir simurg kondu.
- Simurg dediki:” Hepimizde başkalarına katlanacak güç vardır”
- Peki,bu katlana katlana güçsüz kaldığım onsuzluğun ömür payı nedir? Bana beni anlat Simurg…
- Simurg:Şanssızlığa katlanabiliriz, çünkü dışarıdan gelir ve tümüyle rastlantısaldır. Oysa yaşamda bizi asıl yaralayan, yaptığımız hatalara hayıflanmaktır. Sen hatalarına hayıflanıyorsun,bir zaman gelecek belki her şeyi yadsıyacaksın.
- Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür,ben belki büyük bir aşık olarak denenmiş bir güneştim.
- Simurg:Aşk bir kadının yaşamının tüm öyküsü, erkeğin ise yalnızca bir serüvenidir.
- Benimki serüven miydi? Tam tersi olmasın mı? Giden o.Unutan o,Sormayan o…
- Simurg:O,asla unutmamıştır,bir kadın yaşamın en büyük öyküsünü yazıp unutmaz; içinde destan ederek,yüreğine acılarını sindire sindire kırılmış fay hattı üstünde yeniden senli bir öyküye benzer arayışın arasatında.Sana dönecek güvenli kanatları yok.Güvenmiyor.
- Ki kadının en ince duvarını yıkmışsın,kadın güven,sadakat,narinlik ister.Sen çok vermişsin zamanla; ama bir ara kepçeyle almışsın.
- Aşkın gizemi, ölümün gizeminden daha büyüktür.Ve gizem seni gerçeklere uçuru aşk mücahidi.
Fikrimi allak bullak eden duruşlarında öylece kalıyorum.Kanıksamasam mı.Onca içim kanıyorken mümkün mü ki Olla Su
İhtiraslar sensiz kalmış bir güvercinin cami avlusuna sığınıp yuva yapması gibidir.Kutsi tutuluşlar belki aklar, belki saklar geleceğimizi
Gül gibi solup boynunu, acılar üstüne terk edilmiş gazeller okumasın gazelhanlar.
Her şeyin çok çabuk değiştiği,hayatın renkli yaşandığı post modern zevklerin şafağında şakıyan bülbül halime biraz gülümse Su..
Benim yüreğimin matbasında bastırdığın sevdalar, en çok satan kitaptan öte izler bıraktı.Bırakılmışlığın,sallandığı aşk ağacında çiçek ol. Kapımı kimseler çalmasın,seher yelinden önce gel çal.
Nicelerini yolcu ettiğim,nicel günlerimiz biterken sana aklandığım nitel sıfatların tamlamasında hep aşk ol adıma.Gönlümün dehlizlerine akladığım gül kırmızısı günlerin ortasındayım güneş senden ışıltılar hediye ederken,içinden gülerek gel gül kentime Olla Su..
Firari bir kaçaktım,kaçılmaz denilen aşkının zindanında, sabırla,tutkunun tornavidasıyla eşe eşe yüreğini şimdi biraz daha yakınlaştım can çiçeğim.Soğuk ve can kırığının yağdığı ayaz gecelerde, nice
Anlar doğdu, hesapsız, pusulasız, riyasız. Son çırpınışlar bilinmezliklerin
Beklentisizlerinde. Ve beklentisiz beklemek,sevmek ikileminde durulanıyorum her şeyimle,her anımla, aşka vurgun sen adınla.
'Son çağrım' son ağrımı artırırken,”severek ayrılanların “ en büyük destanını yazdık,kazıldık aşkın künyesine,gayrı bünyem kaldıramıyor gül tohumlarımız döküldü,gözyaşlarının ıslattığı buluşma nadaslarına. Bu yüce aşkın sahilinde kızıllaşsın gül halin,su halin Olla Su.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 15:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Sirin
    Meltem Sirin

    ikrimi allak bullak eden duruşlarında öylece kalıyorum.Kanıksamasam mı.Onca içim kanıyorken mümkün mü ki Olla Su
    İhtiraslar sensiz kalmış bir güvercinin cami avlusuna sığınıp yuva yapması gibidir.Kutsi tutuluşlar belki aklar, belki saklar geleceğimizi
    Gül gibi solup boynunu, acılar üstüne terk edilmiş gazeller okumasın gazelhanlar.
    Her şeyin çok çabuk değiştiği,hayatın renkli yaşandığı post modern zevklerin şafağında şakıyan bülbül halime biraz gülümse Su..
    Benim yüreğimin matbasında bastırdığın sevdalar, en çok satan kitaptan öte izler bıraktı.Bırakılmışlığın,sallandığı aşk ağacında çiçek ol. Kapımı kimseler çalmasın,seher yelinden önce gel çal.

    tebrikler mutissiniz efendim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hayrettin Taylan