Memleketimin rengiyle boyalı duvarlarım ,
Bir buruk renk,
Özlemi,sevmesi, acısı,mutluluğu hepsi aynı renk.
Hep aynı tondan yedirildim , aç kaldım bazen , bazen öldüm, bazen yaşamaya boyandım.
En güzel rengim şükürler ile yetinmem oldu.
Okuduklarını ayakların altına al deseler
Başın göğe değer değil mi ?
Şayet söz konusu cahilliğin olunca
Gök işer başına efendi.
Gözlerim kör olmayışla mesela ,
Seni ve fahişe duygularını görebiliyorum,
Aşkımın inine girememişken bunları yazıyorum da demiyorum,
Demek istemiyorum Çünkü “ölüm bana gomaz.”gibi asil bir atılış içindeyim.
Kelimelerin israfını ölümüm ve senle yıkamakta istemiyorum.
Yanlış bırakılmış bir ayna karşısında
Hep mi kırılır insan?
hep mi kaybolur ?
umut yüreğe, tutunmak bu kadar zor olmamalı.
Ölümün özgürlüğünü kıskanan Cenaze önü kalabalıkların,
sert bakışında kaybolmamalı insan .
Kuşlarda ölür,
Özgür kuşlarda ölür.
Göç eden kuşlar.
göç yolunda
Sapanla ateşlenmiş,
Hain bir taşla ölür.
Ben önce intiharlarımı yazacağım,
Sonra ölümün kaç kere kaleşliğini,
Hiç sormadan öleceğim yıldızlara tutunarak.
Nefret edeceğim kendimden , benliğimden.
Sana satır satır yazmak istesem de intihar cümleden,
Sarhoş kafamdan bir harf bile dökülmeyecek.
Sen hâlâ benim karanlığımsın ,
Gidemediğim, hep kalışımsın.
Gitmeler sana kaldı.
Kalmalarda hep bana kaldı.
Ve Gidenler de sevdayı bilmez derler,
sevda kalanlar içindir.
Zamanlardan yine seni diledim
Hasretlerimi de hep sana hep senin kokuna uğurladım.
Biliyordum beni sevmezdin,
Başkasının gönül bahçesinde
gül olmayı eylemiştin.
Oysaki Benim bahçem sendin ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!