Bazen,ruh bakışı izlerken seni,
Ayaz sandığın bir hayalet okşuyor aslında enseni.
Kaç yatsı zaman oldu; sönmedim daha.
Geceleri,yatağına nur diye yağan benim.
Üstüne,aynı ceketi örtüp gidenim halâ..
Bu kadar mı yakışır yağmur,bu kadar mı loş ve hüzün olur insan..
Rüzgarıdır yalnızlık
Döktüğü her yaprak,ömürden kısalan bir gün ve senesi gelmiş veya geçmiş milyonlarca kalp ağrısının hiç yeşermeyen yara almışlığı..
Gözlerin dalıp gitmiş Marmara'ya..
Gemiler batıyor gemiler bir bir..
Boğuluyor yürüdüğüm bu sahil,dalgalar..
Nazarın değdi yalnızlığıma
ve ben..
Görmemeni isterdim.
Üzülürdün birkaç an,lahana sarardın yine..
Anne..
Yaşlandım yine..
Kaç asfalt dökülür yollar
Sen gelene kadar
Kaç kamyon tekerinde ezilir hasretim
Sana yaşayan tüm ezberlerim
Ne kadar,nereye kadar?
Gittiğin gündü bugün.
Yıllar geçti,ilk defa tıraş oldum,mavi güller seçtim bugün senin için.
Çok seversin,severdin..
Köpek gibi pişmanım; bu yüzden kabul görmüyor hiçbir duam..
Ölümü özler mi hiç bu kadar insan?
Gözlerimde binbir gece uykusu..
Ağzının içine düşmeye hazırım şimdi
Hiç zamandır dizlerine değmedi ya soğuk başım
Varlığına öyle muhtacım.
Bir ayağı kırıktır hep soframın
Bir sandalyem eksik..
Zemin dibi bir kör odada ölmeyi arzuluyorum artık
Hayat,yeterince yoklukla geçiyor penceremin önünden; izliyorum.
Bedavadan bir ölüm çatsa ya..
Usandım çoktan
Gitsem artık buralardan sonsuz bir yangına..
Tanıyamıyorum aynaları,renkleri göremiyorum.
İnsan körüyüm ben; bir seni biliyorum.
Can pazarıyım her pazar
Eşiğinde satmışım dünyayı
Yetmiyor hiçbir dokunuş
Dinmiyor sen susan bu çığlıklar..
At üstünde bir çirkin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!