Ölenci Gidişlerin Damla Tuvalindesin ...

Yokluğunun sonsuzluğun okyanusunda uslarımı yıkadı. Karmaşık zihniyetlerden arındım.Algının son aynasında sol yanımdan temize çekilen aşkın şimdi sılasını doldurur.
Bağlanış halatlarımın düğümlerine düğünlerin resmi işlendi.İşvelerin ders oldu uzak kaldığın her güne.
-Aşka yağarken yağmur, yerden, başka yarden önce nadas ve kavlı yüreğime düştü.
-Islandım Mislina.

Vakitsiz gelen bir bülbülün ihanet gagasında bestelenmiş git redifli gazellerim yok.
-Nazların can verdi Nazlı-canlı olarak yaşadığın sevda ömrümde.Künyene bir şey daha eklendi.Uğruna kitaplar yazıldı,damlalar biriktirildi, özlemler,tutkular harcandı.Ölüme yakın kalmalarını ütüledi durdu bir şair sana.

Yorgun düşlerin dünlerine vuruyor ışık. Görmezliğin körlüğünü aydınlatıyor olmalı.Bir melektin benle akarken sevdaya.Şimdi kinlerin, gururun, öçlerin seni meleklikten aldı götürdü.
-Şeytan’la tanlarda kendince filmler çeviriyorsun.Gişesi olmayan düşüncelerden çıkmalısın Mislina.

Yansık özlemlerin vuruyor tuvale. Bir ben gülüyor şiirsel edayla.
-Sana yazmayı uğur yapan bir ben küsüyor. Sitemleri sistem hatasından senli çevirimci sevilere gidemiyor.
-Terkisindeyim ölenci gitmelerin.Oysa ömre ürüyen sevdaya türeyen bizli demler vardı.

-Kavrulmuş umutlarım vardı savrulduğum yolunda.
-Düşünüşü düşlerin sularında yıkanan temiz bir sevgim vardı.Varlarını sana sunmuş, sen fakiriydim. Elimde bir kalem, dilim de bir alem, sana dileniyordum.
-Artık beni unut,peşimi bırak, yeni birisini bul diyordun. Bu cümleyi nerenle yazdın Mislina.
Bu cümle değil ki içsel atomları ağırlayan viranların vicdansız sızısıdır.
-Hasta sana gelmiş, sen hekimsin:
- Diyorsun ki git özel hastaneye orada iyi doktorlar var. Ya sevgilim ruhumun vergisini sana verdim, şifam sensin. Bu yürek devleti seni sineme sunmuş.Sana geldim, sende kalanlarımı iyileştirmeye geldim.

-Aşk bir kerenin içinde bin kereye gider yeniden bir kereye gelir .
Şimdi uğrunda kaderimi taşıyan kelebeklerin konserindeyim. Kelebeklerin konseri üç ömür sürer, orada seni dinleyeceğiz.
-Seni ağlatan şarkılarda sahneye ben çıkacağım.
Bestesiz bir şarkının ağlayan mısralarında rediflerine kadar ıslandık.
-Ağlama sevgilim, yüreğim senin için ağlatan şeyler yazmaya devam edecek.

-Kahrolacaksın dizelerimde. Belki diyeceksin çok çektirdiğim bu adamın fiillerinde çekimli ve mutlu biri olayım diyeceksin.

-Aşkımızın yeşermesi döktüğün damlaların filizleri yeşertti.Şimdi sensizliğin çınarı oldular.Gölgesinde binlerce Leyla oturdu.Oturmaktan çok beni senden almaya geldiler.
-Çınarın yapraklarına yazdığım senli sözlerin hışırtısından gittiler.
-Gittiler ki gelesin .

Çıkmazların içinde içinde çıktığım mecraların var.İşin içinde çıkamayan damlalarının emekcisiyim.Her damlana vicdanımı serdim.
-İncelmiş yüreğimden sana biriktim, sana toplandım berrak özlemlerin denizinde.

Ağlayan gecelerimin melodisinde seni çaldım, yıldızlar raks etti, ay yüzünü sakladı, yüzüne benzediği için güleçliğini görmek istemedi.
-Geceyi sevdim böylece.

Meğer kalbimi değil hayatımın tümünde iç gözün, aşk sözün varmış.Hep sende kalışım bundanmış.

Adınla başladım sevginle verdiğim molalarda periler aşk pizzası sundular.Üstelik hayranlığını ayran yaparak.
-Karışık ruh halimi özetleyen bu pizzaların dilinde sustum.
Acıkmış bir erkek zehirli bir yılan kadar ısırgandır. Başka yarları ısırmadan peri arası vereyim derken seri numarasını unuttuğumdan kaldım işte öyle haz cenderesinde.
-Jandarmalar etrafımı sardı.
…:Şair ellerin yukarı değil, gönül yukarı dediler.Seni tutukluyoruz.Sen tutkunun son aynası, sevdanın son güneşi şimdi bu peri öyküsü onu üzer. Bir ömür onun gönlünde hapsetmeye götürüyoruz .
-Geldim işte, hissettin mi Mislina