Bir yar sevdim, etekleri yeldirme,
Yeldirir sallanı sallanı kafir...
Sakın dedim, kimselere bildirme!
Bildirir sallanı sallanı kafir...
Ağına düşmüşüm artık çarnaçar,
Ben ondan kaçamam, o benden kaçar.
haberin var mı taş duvar
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Devamını Oku
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Bu da Bursa türküsü..bilmeyen yoktur. herhalde...
Entarisi ala benziyor
Şeftalisi bala benziyor
Kokulmadık güle benziyor
Olamaz mı çare gülü şanlıdır
Eli kamalı delikanlıdır
Entarisi al basmadan
Kalk gidelim kol basmadan
Ayrılmam o yosmadan
sigaramın dumanı diye başlayan bir elazığ türküsü vardı...müzeyyen senar bile söyledi sanat musikisi enstrümanları ile ..çünkü harput türküleri divan sazları ile çalınırdı..yani gelişmiş bir müzik icrası vardı eskiden harputta
Harput'tan aldım bakır.
Yosmam gözlerin çakır.
O güzel gözlerine
Kurban olsun bu fakir
Hey Güllü Güllü Güllü
Yaşasın hanım Güllü
Etekleri püsküllü
Hanım etme bu nazı
Gel bize bazı bazı
Gel bize bazı bazı
Bize Harputlu derler
Biz çekmeyiz bu nazı
Biz çekmeyiz bu nazı
iki tip kadin vardir. Adem peygamber yaratildiginda ona es olarak yine ayni sekilde topraktan yaratilan Lilith.
Adem'le anlamasayip evi terkeden Lilith's, Tanrinin tüm cabalarina ragmen geri gelmeyince, Adem'in kaburga kemiginden Adem'e ters düsmeyecek, her istedigine boyun egecek bir kadin yaratmis tanri.
Adi Havva.
uzanamadigi ete mundar diyen kedi misali...
kadin asagilayan eril egemen dil etiketlerinin her zaman karsisinda durmusumdur.
siire gelince; hangi toplumun icinde yasiyorsaniz o toplumun dilini konusuyorsunuz demektir.
kusur siirde ve sairde degil, bizde.
saygilar,
Bizde bir Çapar Ahmet vardı rahmetli oldu ben son devirlerine yetiştim.Şimdi Ahmet askerdeyken izne gelmiş.Anası sormuş oğlum askerlik nasıl zor mu ? diye.O da demiş yok ana çok kolay yemekler iyi arkadaşalr iyi eğitim iyi her şey çok iyi de yalnız bir şey var o da olmasa askerlik çok kolay helikopterden helikoptere geçerken havada şarjör değiştirmeyi yapamıyorum o zor.
Efendim şimdi bu şiiri olumsuz eleştirenleri anlamak böyle Çapar Ahmet rahmetlinin havada helikopterden helikoptere geçerken şarjör değiştirmesi kadar zor.
Yahu nefis bir şiir ne var bu Yosma sözünde kafir sözünde anlaşılmayacak.Her ikisi de rahmetli oldu kabirlerine nurlar yağsın dedem de ninemi hem Yosmam diye sever şımartırdı.
O da Kemal hocamın dediği gibi çevringeç bir hatundu bizim dedeyi arkası sıra dolaştırırdı.
Bakın Sinyali hocam Nedim'in şiirini örnek vermiş bu Kafir sözüne hay çok yaşasın benden önce davrandı.Ömrü hayatında insan hiç mi sevdiklerine seni Kafir seni demez.Böyle kafir sözü ile dinden çıkılsaydı mazallah kim kalırdı.Mesela seni Yezid seni de derler.Yezid esasta farsça bir sözcük olup türkçe karşılığı güzel demektir.
Neyse uzatmayalım.Şair üstad Bekir Sıtkı Erdoğan yaşıyor ve 80 i aşmış durumda Allah selamet versin.Sağlıklı ve uzun ömür diliyorum kendisine.Saygılar hürmetler.
.....Eteklerinde en yosma şiirleri savurarak yürümektedir…hafif esen rüzgar bildiği şairlerin şiirlerini okumaktadır…telaşla içeri kaçan kadınlar kapı araladığından süzerler…imrenerek…şimdi köşeyi dönerken acıyla örterler perdeyi …geçerler mutfaktaki ateşin başına…açılır saçlar ve camın terleri silinir…yeni bir yüz görmek için uğraşırlar..nice zaman sonra bir yosma kalçasına imrenmekten vazgeçerler…hüzünden öte kabullenmektir..susarlar sonra hep…
…zaman en yosma kitaplardan çekip alır onları..kimi yaşlanmış…kimi hala dipdiri yürümektedir…emin kadınlığından…
..sonra ne olmak isterse zaman..boyalı mekanların sahte yosmaları bayrak çeker…teker teker terk eder..şiir..
Şimdi yurtsuz ve aşsız..hangi yosma sever onu..veya kendi yosmalıklarına hangi dilden şiir yazar..
…bir bakar ki değişmiştir..inmiştir… sanki şiir kendi tabelasını söker..alır gider sokaklarına ve o sabah bütün mahalleli yosma bir güneşe..serer çamaşırlarını..erkekler iş başı yaparken..yosma bir şarkı girer içeri..bir şair onu iyi tanımaktadır..söylerken sadece aşık değildir o
…başlı başına duruştur..
bazen korkan..amma velakin
tek başıma yosma ve kararlılıktır..oturur baş köşeye..yutkunmaktasınızdır…görmektesinizdir
o…bütün zillerini takıp…mahalleden taşınırken…biraz daha şiirsiz ve yaşlısınızdır..dersini almış
buruk..ter edilmiş
..her yosma bir ölüm bırakır… sokaklarınız..ne kadar temiz ise..bir yosmanın ayak izleri hep taşlarının arasında ebediyen saklanır……
…bildiğiniz hiçbir kılavuz..yüreklerinizin kabul ettiği resmi …şiire çeviremez..yapılan eleştiriler de..öylece havada asılı kalmaya mahkumdur…
..çünkü şiir bildiğiniz elbisesini çoktan değiştirmeye başlamıştır..
oysa şimdi yeni bir yolun başında kısır..bereketsiz ve hırsla edilen sohbetlere hiç ihtiyacı yoktur şiirin…
….kadın veya erkek kendi şiirlerinin nefesine ilham olmaya kendi ölçüleri ile katkı sağlayacaklardır…sonra bir bakacaksınız siz..bildiğiniz eski bir medeniyetin …kalıplara dökülemeyen bir dilin şairi olmuşsunuz..yüksünmeden…yorulmadan..ama gerektiğinde şiir için yosma olmaktan rücu etmeyen bir duruşun en yosma şairi olmak neden ürkütsün ki..çünkü şiir yosmalığın en bakir halidir..sevgilerimle
Eğer adınız yalancıya çıkmışsa bu kez inandırmak için Allah'ın adını anarsınız. Tabi, iki yüzlü insan mı ararsınız?
Yemin ederken sağ ayağını kaldıran veya hiç umursamayan, belli değerlerin gözünde hiç değeri olmayan Allahtan korkmayan, kuldan utanmayan insan sayısı saymakla bitmez. Olaylara farklı yönden sığ bir bakışla bakmak, muhalif olmak ki; dikkat çekmenin en başarılı yoludur. Tabii şair'in görüşüne sosyal ve siyasal tutumuna kimliğine göre değil, yazdığı sanat eseri midir şiir midir ona bakmalı. Aklının erdiğine, bilgisine görüşüne göre buraya yazma hakkı olan her kes gibi yazmalı yorumunu. Biraz hassas bir kişiliğe sahip ve ince düşünürseniz de insanları incitmemek için nezaket gereği sözüm ortaya dersiniz; sanırım öyle bir deyim var dilimizde. Ama siz, farklı cinsten, farklı görüşte farklı bilgilere sahip, farklı yaşamış insanların varığına tahammülsüz olabilirsiniz ve diyecek bir şey olmaz. İlla da sen benim kim olduğumu biliyor musun mu demeli? Yani bir titre veya makama sahip olma açısından değil, bilgi ve görgü görüş meselesi ile ilgili.
Yani birbirimizi tanımıyoruz bırakalım böyle laf atmaları. Birileri yine de bir şeylerden alınır; ama, en azından medeni cesareti varsa ben bu yazdıklarınızı üstüme aldım lütfen açıklayıın der. Ama burası yeri olmadığı için özelimde görüşelim sizi kırmak istememiştim diyebilirsiniz. Hani beyler bir toplulukta birbirlerine sinirlenince ne yaparlar? Çık dışarı ülen seninle dışarda görüşeceğiz. Sıkıysa gel! felan yerde bekliyeceğim seni. Hani eskiden de düellolar varmış ya işte öyle. Ne yapayım yani ruhumda kibarlık var; Lafı uzattığım için hoşgörünüze sığınıyorum. İşte alın size pazar sohbeti; lütfen kılıçlarınızı bilemeyiniz sakin olun! Kendisiyle dalga geçen, şiirleriyle dalga geçen yeri geldiğinde, yalana, yanlışa karşı çıkabilen amatör bir şair olarak ben ne dediğimi ne yazdığımı biliyorum siz beni ne kadar tanıyorsunuz? Ve zülfiyare dokunan durumları ki birilerine ufaktan dokunmuş sözlerim. Sataşmaları da karşılıklı müzakere edebilecek medeni cesarete sahibim. Konulara dar bir çerçeveden bakmadığım gibi peşin fikirli, ön yargılı olmamağa özen gösterdiğimi sanıyorum. Değerli şaire esenlikler dileklerimle, gerek hayattaki gerekse rahmete karışmış şairlere ve ailesine maksadını aşan, sözler ve yakıştırmalarla saygıda kusur etmeyelim diyorum bunda ne kötülük var? Şimdi bu sorumla da, söylediğimden, görüşümden emin değilmişim gibi bir şey anlaşılıyorsa size daha çook dam ekmek lazım diyeceğim; ne diyeyim?
Kıymetli Hocam, Bekir Sıtkı Erdoğan'dan, onu ve şiirlerini çarpıtan, anlamayan ve değerli bir insanı tanımadan, saygısızca ve cahilce yorumlar yazan arkadaşlarım adına özür diliyorum.
Şiirleriniz her zaman okunacak, dillerden düşmeyecektir.
Eğer elmayı elma, ayvayı ayva diye yazmaksa istekleri, şiirlere gerek yok. O zaman ansiklopedileri veya ders kitaplarını açıp okusunlar.Şiirde teşbih vardır. Sakın bu küstahça yorumlara üzülmeyin efendim. Zaten bunu benim demem bile abes. Gülüp geçtiğinizden eminim.
Bazı arkadaşlarımı bu sözlerden tenzih ederim.
Sizin yeriniz, pek çok değerli ve saygın şairler arasında her zaman yerini koruyacaktır.
Meyveli ağaç taşlanır. Saygılarımla... Hâlenur Kor
bu tarz şiirlere daha eski bir örnek....
Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfir
Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kâfir
Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir
Ne ma’na gösterir duşundaki ol ateşin atlas
Ki ya’ni şule-i cansuz-ı hüsn ü an mısın kâfir
Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kâfir
Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir
Şarab-ı ateşinin keyfi rüyun şul’elendirmiş
Bu haletle çerağ-ı meclis-i mestan mısın kâfir
Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir
Nedim-i zarı bir kâfir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir
Nedim
Halk şiiri tarzı söylenmesi ve okunması kolay türkü tadında şiir. Beğeni ile okudum. İyiki varsınız şairlerimiz. Saygılarımla Nazır Çiftçi Ankara 23.01.2011
'Kafir' örten saklayan, hakikati örten demektir.
'Yosma' güzel, şen, işveli demektir. Yani şairin nasıl bir gaf yaptığını anlamadım....
Güzel şiir için teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 60 tane yorum bulunmakta