ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER 15 Yusuf i Sânî

Mustafa Ceylan
658

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER 15 Yusuf i Sânî

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER-(15) : YUSUF-İ SÂNÎ

Mustafa CEYLAN
*************************

II. Bayezid döneminde yaşamış, yakışıklılığı ile tanınmış, kıskançlık sebebiyle, kendisine âşık olan bir bayan tarafından öldürülmüş şairimizdir. Kayıtlara göre asıl adı Hasan olmasına rağmen, Hazreti Yusuf’un yakışıklılığı gibi yakışıklı olmasından, şaire, Yusuf adını vermişlerdir.

*
Bir Gazel’inde der ki:

Zâhidâ rûze içün kılma bizimle cedeli
Söyleşir ac ile kimin ki gelirse eceli

Hazret-i Nûh hakı var mı denüz ey âşıklar
Fülk-i âlemde o mellâh-ı melîhin bedeli

Olmadım dünyede bir lahza keselden hâlî
Bir kara günlüyi ağyâr kapundan keseli

Dedim ey yâr belik mi görünen yahud mû
Dedi yok yere hayâl eyleme mûdur o beli

Yine gülşende çenârın çemen ehline görün
Hizmetinden başını kaşımağa değmez eli

Gördü dildâre riyâzetle olırdı irmek
Mûcib-i cennet eğer olsa kişinin ameli

Şuarâ içre acep var mı bu Sânî gibi
Hûb edalarla nazm ide darb-ı meseli.

*

Tezkireciler, edebiyat tarihçileri, Yusuf-ı Sânî’ nin ölüm tarihini tespitte ortak noktada buluşamamışlardır. Çoğu, bir şairin kendisine aşık birisi tarafından öldürülmesinin sebebi kıskançlık olduğu için, ki sevdalısı şairimizi bir başkasının yanında, rakibinin yanında görmüş, kıskançlığı yüzünden şairi öldürmüş ve ardından kendi de intihar ederek hayatına son vermiştir- şeklinde nakledilip gelmiş olmasından, genç yaşta öldürülmüş olması gerekir demektedirler.

Edirne Kapısı yakınında defnedilmiştir.

*

“Fikr-i ruhsârın ile yazdı gülistânı yazan
Vasf-ı zülfünle tamâm etdi şebistanı yazan

Başladı aşkın ile meşk-i cünûn eylemeğe
Göricek hatt-ı Hüdâ-dâdını dîvânı yazan.” Diyen yakışıklı şairimize Yusuf- Sânî’ yi kendisinden sonra gelen ve Sânî mahlasını kullanmış şairlerden ayırmak için, “Sânî-i Evvel” adı verilmiştir.

*
Şiir böyledir işte.
En çok aşk ve aşık konusunda sınır tanımayan ve sözcüklerin büyük okyanuslarında alabildiğine özgür ve alabildiğine kulaç atarak yüzen şiirin hem kendi kıskançtır, hem de bütün kıskançlıklar içinde vardır. Ayrılıklar, hüzünler, gurbetler, hasretler şiirin ana gıdası olunca, kıskançlıklar ve öfkeler de o gıdaya ilâve tuz ve şeker olmaktadır.

Sevene önce sevdiğini öldürtüp, sonra katledenle birlikte kendini de öldüren şiir bu işte. Şiiri ve temeli olan aşkı hiç mi hiç hafife alamazsınız. Aşkı hafife alanların ruhu olmadığı gibi aklıda yoktur sanıyorum. Hele ki yüreği kayalar ve taşlarla dolu olsa gerek. Aşk, insan için. Aşk, kudret çeşmesinden bir tas içilende deli kuşlar gibi yâr yolunda havalanmadır. Aşk, Paşayı süründüren, ağayı köle eden, parayı pul edendir. Aşk sınırsızlığın öteki adıdır. “Ya benimsin, ya toprağın” diyen, benden başkasına yâr etmem seni anlayışı, her dönemde var olmuştur. İşte bu anlayış, 1586 yılına gelindiğinde Yusuf-ı Sânî’ yi öldürmüş, ardından intihar ederek kendisini de yok etmiştir.

*

SON SÖZE ŞİİRDEN ve GÜLCEDEN BİR GÜL ATALIM.

*
YA TOPRAĞIN YA BENİM(Gülce-Çaprazlama)

Yıldızlar gecelere güneşin armağanı
Ne diye kıskanırsın onları dolunayım?
Canı, cananı, dostu; unutma sakın yine
Bırak da kucağıma mutluluk doldurayım.

Bahtımın rüzgârına takıldın yaprak yaprak
Ağlayarak yollarda kaldım gülüm perişan
Müptelâsı olmuşsun sessiz saltanatımın
İsyân bayraklarını son defa kaldırayım.

Zülfünün bir teline
Değişmem kâinatı.
Peşinde yıllar yılı
Dolaşır gönül atı.
Sevmek kolay Mecnun’a
Sevilmek aşk sanatı.
Hey ki hey, sultanım hey!
Senle var doğu-batı.

Vur mührünü ruhuma, gir yürek yangınıma
Aşkımızı sen değil yedi düşman kıskansın
Şairlerin düğünü olursa böyle olur
Susmasın davul zurna, düğündür çaldırayım.

Gülümün bülbülüyüm, çiy damlası sevdam var
Nasılım, ne haldeyim okunur gözlerimden.
Sevgiliye kavuşmak asıl adı ölümün
Ben kendi namazımı bırakın kıldırayım.

Gel kıskan, beni kıskan
Rakibin söyle kimmiş?
Kaybetmek uçurumu
Yüreğine mi sinmiş?
Namlunun yaman ucu
Vurulan güvercinmiş.
Şairin sırtı yerde
Sebebi sevda denmiş.

Bırakın ellerimi sazımı verin bana,
Çekin çılgın takvimi, insin bahar ufkuma.
Yana yana gezerim, ölüm nefesten yakın
Ruhuma gurbet eli bakraçla doldurayım.

Ya toprağın ya benim; yad’a-yabana vermem
Diyerek silâhını doğrultma üzerime.
Girmem sensiz toprağa, yalandır koca dünya
Gözlerime, ölümsüz bir dünya buldurayım.

Mustafa CEYLAN

Mustafa Ceylan
Kayıt Tarihi : 12.8.2012 14:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Ceylan