iki bin on iki, bir şubat günü
İstanbul’un karanlık kaldırımlarına
kar yağarken gittin
geliş salvoları, bir hiçlikti
belkide tesellisiydi aşkın
ben duygu fırtınalarında
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Şubat'ın azizliği mi, 'şubatta gidenin' bıraktığı 'buruk acılar mı?'
Ayların ne suçu var? Karlı günlerin 'soğuttuğu yürekler', kar yağmasa da düşer kaldırımların üzerine.. Çiğneyip geçenler değildir o yüreği inciten, yangınlara atıpta gidendir...
Bir vedanın ardından duyulanlar o kadar etkili anlatılmış ki.. Hayran olmamak elde değil.......
İçtenliğimle kutluyorum şiiri ve değerli dostumu..
Bu şiir şubat ayında çarmıha gerilmiş suskunluk çivileriyle...dağlar,ovalar,ay,dört bir yandan yankı olmuş suskunluğa, şiire aksetmiş acı bir seslenişle...... Bülent Baysal ölmüş bu şiire doğarken ....saygıyla size ve şiirlerinize
hani denir ya, insan ilk nerde mutlu olduysa oraya takılır gözleri ve nerde yitirdiyse mutluluğu ve umudu, zaman hep orada kalır..
tebrikler duygu yüklü eseri ve değerli şairi
Guzel bir serbest siiri okudum bulent agabey ..gidisler bu denli kahretmemeliydi ,, yazan yuregi kutlarim keyifle okudum duygu serzenisini 10 p +ant der sevgi/saygiyla kalin ...
aslında sizi öldüren susmalardan ziya de gitmeler olmuş be üstad.. o giderken sizden de birçok şeyi almış götürmüş sevgi ile kalın güzel bir şiir okudum ++
=Boğazda sönen her ışık
sendin kaybolan, yiten, giden
her vapur düdüğünde,
hep martı çığlıgında, seslenen sendin.
Ben sadece ardından seyre daldım.=
İçinde hüzün, ayrılık acısı, serzenişler olsa bile, şiirsel yetkinliğin, betimsel başarının dizelere yaklaşımı insanın yaşanan sevdalardan ne denli etkilendiğini açıkça anlatıyor. Okumak, duyarlılığı anlamak, yaşamın özünü sevgide yakalamak, sevgisiz dünyanın hiç amacı olmadığını düşünmek işten bile değil... İnsan sevmek için gelmiş dünyaya, sevmek zorundayız bakmadan hiç bir kaya huya... Antolojimdedir. Tam puan.. Sevgiler ve sonsuz başarılar.
Aşk ve İstanbul; öylesine yakışıyorlar ki birbirlerine. Martılar denize, deniz mecnuna yakıştığı gibi. Şaire, şiir gibi...
Fakat bazen de ayrılıklar her şeyi ters düz yapabiliyor...
Çok severek okuduğum bir yürek sesiydi yine. Değerli kalemi ve şiirini gönülden kutlarım. Tam puan ile listeme alıyor, şairi saygıyla selamlıyorum...++
Sen sustu sanırsın ya oysa duymayan yüreğinden kendi yüreğinedir artık seslenişi...Gitti dersin ya o artık... sevdaya çarpamayan yüreğinin yankısını toplama telaşındadır...ne fırtına ,ne çöl ne de dipsiz kör kuyular taşır sevdayı gidenin yüreğinden başka ...yüreğinize sağlık dost
Her gidişin hüznü vardır ayrı ayrı yakar kül eder adamı hele aşk ise ve sessiz sedasız ise yakan kül eden yürek ne yapsın kutluyorum saygılarımla
Günlerce ,aylarca susmak...Dönencelere aktarmak suskunlukları ve kışkırtmak karşı cepheyi.
Aşk'ın tarafları arasında bu tür gerilimler olur olmasına da...Şiirdeki öyküyü dinlediğiniz zaman işin 'restleşmeye' yönelik olduğunu da görmektesiniz.
Şiirdeki İç Ses'in kendi durumuna ilişkin yeni bir portre sunması kendi durumunu konumlandırma açısından elbette ki önemli.Ama bu açıklamaların ,ulaştığı Adres'in hangi sinirlerine dokunacağını kestirmek olanaksız.
Ama bir okur olarak 'Evet,bunlar da aşkın doğasında vardır.' diyebiliyorum.
Dramatik formuyla şiirsel bir tiraddaydım.
Değerli BAYSAL'ı içtenlikle kutluyorum.
Nicelerine.Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta