O, son çırpınışlarıydı bir bedenin...
O, isteksiz alındığında verilenin;
O, son titremeleriydi ellerin!
O her saate bir macera sığdıran yüreğin,
O, kopar gibi gidişiydi candan,
'gece geliyor' diye kaçması gibi güneşin...
Ve küçülerek tepe ardında battı diyorum!
O, bağdaş kurup ağır kapalı duruşmalarda,
Hakim'e yaşananlara isyanın anlatılması
12 harflik daktilolarda;
Avukat istemeden çıktı diyorum!
O yıkılmış Kilise'nin çalmayan çanı,
Daha değerli...
Koskoca bir köyde imam aradık
acıttıydı ya canı,
İşte O;
Papaz'a her işlediğinde günah çıkarttı!
Oysa müslümandı At'ı eyerli,
Dün gece Kiliseyi kundaklayıp kaçtı diyorum!
O yürek içi sürgünlerin,
acıyla parlatılan yüzüklerin,
O düzgünlerin, O serserilerin
O birkez incitilmiş!
O çok yüzsüzlerin,
O kanlı senaryolarıyla bir şehrin,
Gazete kağıtlarına çekilip ranta satıldı diyorum!
O artık, kendi halinde dolaşan,
O yıldızlara dost geceye arkadaş...
O çimensiz dağlarda bir tutam Isırgan otu
ve su aradık..
ve elini attığında bir hançer gibi sadık,
O bir kez kederli uğraş
içinde şiir ve yalnızlık
Ve son kez kurşunlara bulaştı diyorum!
O sevgisiz, O hain, O amentüsüz
Ve O'ndan bahsedilirken hep atılıp tutulan
O kanunsuz, O görgüsüz,
O kaygısız, O kedersiz,
O adı zorbalarla anılandı;
O secdesiz rükûsuz !...
Ve geldi işte bilmem kaç yaşına O kuralsız,
O son çırpınışları da bitti diyorum!
O; fotoğraflarına son bir kez daha bakılan..
O son bir kez daha ağlayıp; unutma...
(olur ya, belki sorarlar bu insan mıydı diye)
Ve O' da bir insandı nihayetinde;
öldü dersiniz! ...
Kayıt Tarihi : 8.12.2008 19:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!