Oldu biraz zaman yeni ayrılmışım yârdan ha ben ha cenaze kemikleri kıran havada düştüm yola ekmek parası işte, arnavut mahallesinden geçerken gôzüm portakal ağacına takıldı bahçe içinde şirince dalları kar yığını kırılmak üzere, ne kadar mutlu oldum anlatamam karların arasında portakalları gôrünce iki dakika ağacı seyrettim hayretler içinde, ulan dedim İstanbul ne biçim memleketsin içimdeki bağı bahçeyi talan ettin kaybettiğim neşemi bu mevsimde bana geri verdin.
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta