Ölçü
Evrende herkesten sadece bir adet var, o dahi tektir; tekten. Bu nedenle bırakın herkes farklı olsun. Bir kişiden iki tane olsun diye uğraşmayın; şirk olur! Herkes farklı zaten, esma sınırsız çünkü! Evrende tekrar yoktur! Bir göz kırparken bile sayısız yaratılış var! O halde eski öğretiler, eskide kalmak zorundadır! Öylesine yeni bir öğreti gelecek ki her an kendini yenileyebilecek. Bu öğretinin eskilerle direk bağlantısı olmayacak! Ben buna "Altınçağ Öğretisi” diyorum ama bu "Altınçağ" söylemi daha önce duyduklarınızdan farklı olacak!
Öyle bir sistem düşünün ki eskimesin, yani güncellemeye açık olsun. Yaşayan bir sistem olsun. Eski çağların dar kalıplarında olmasın. Her an taze ve diri olsun. İnsanlığın her ihtiyacına cevap versin. Ne gerekiyorsa o şekilde açılsın. Bireyin özgürlük alanını sadece diğer bir bireyin özgürlük alanıyla sınırlasın! Yani her bireyin alanı eşit olsun. Seçilmiş, kutsal kişiler ya da zalimler ve soylular sınıfı olmasın! Toplumsal alan, bireyin alanını sınırlamasın. Birey, toplumu oluşturduğuna göre her birey kendi hakkını kendisi talep etsin. Birileri kendi menfaati için toplumun hakkını savunma işini kendine vazife edinmesin! Her birey kendi yeteneklerini açığa çıkarmak için çalışabilsin, insanları birileri eski zaman öğretilerine kurban etmesin. Nesil yetiştirmeye de kimse soyunmasın! Düşünsenize toplumda birileri çıkıyor yeni nesli kendi algısını “Doğru” kabul ederek yetiştirmek istiyor; nesil eski zaman öğretileriyle mi yetişecek! Nesil, yetiştirilmez yetişir! Neslin önündeki engelleri kaldırın bakın nasıl yetişir özgür nesil. Eski zaman söylemlerine esir olmuş köleler ya da militanlar yetiştirir gibi nesil yetiştirilmez! Bu nesil mühendisliğinin de bitmesi gerekiyor! İşte ben böyle bir sisteme “Altınçağ Öğretisi” diyebilirim.
Herkes kendi kıymetini kendi bilsin, kendini değerlendirsin; kimse, kimseyi ölçmesin. Ölçerse, ölçüyü-tartıyı eksik veya fazla yapar!
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum