Ola ki unutmuşum ve unutulmuşum da. Sen bensizliğe salmışın kendini, ben sensizlikle kaybolmuşum. Ola ki sevmediğimizi itiraf etmişiz acılar içinde kıvranarak. Belli ki yalanlar daha az acıtıyor insanı… vaz geçmişiz bizden. Ne sen kalmış ne ben geriye bu BİZDEN. Ben başkalaşmayı seçmişim kendimde sen kendin olmayı bulmuşun. Ben de olmadığı kadar yabancıyken, başkasında bir o kadar kendinleşmişsin. Ertelememişiz kavuşmayı. Vuslat diye bir şey koymamışız geriye.
Ölüm bu kadar sevimli gelmemiş gözüme. Yaşamayı sevmeye sebep olmuşsun bende. Şu halimi senden gayrı kim anlar bilmem. İfadesini kaybetti hatıralar sensizlikte. Aşk, geldi geçti ömrümden. Bir misafir gibi sessizce… ne verdiysem ikram razıcasına… faydasız acıların gölgesinde dinleniyorum.
Bir gün acılar demlenince, yerleşince o anlamadığımız aşk yüreğimize, elimizden savrulunca hatıralar kum gibi, geceler bekçisi olunca hayallerimizin… işte o zaman arayacağız o BİZ’i. Hiç sahiplenmediğimiz o sevgimizi. Unutma sevgili, hiç kavuşmayacağız ve hiç sevmeyeceğiz birbirimizi. İşte ola ki hiç yaşamamışız gibi… sen sefasını sür şu günlerin. Bir gün sinene yerleşince sevdam, çıkmazlara girince anlayacaksın. Ettiğim dualarım semadan dönünce bir gün, en çok senin canın yanacak, şimdi en çok benim canım yandığı gibi. Gözlerimde tüllenen bir damla gibi, acının ellerimde titreme olması, gecelerde uyanıp acıyan yüreğime aktığın gibi bir gün sen de anlayacaksın. Çok seneler geçecek üzerinden belki. unutulur mu? Sen söyle sevgili… unutulur mu?
Kayıt Tarihi : 13.3.2012 23:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)