Önce ses değil, bir uğultu vardı
Kâinatın beşiğinde.
Adı konulmadı, harfe dökülmedi hiç,
Sözcük olmaktan utandı.
Zamanla toprağıma indi o sükût,
Kök saldı en derine, dev bir çınar gibi.
O çınarın gölgesinde unuttum zamanı,
Ne şafak söktü ne gün battı.
Kendi etrafımda döndüm durdum, pervaneler misali,
Işık sandığım, kendi özümün ateşiydi.
Yandım, arındım, küllerimden doğdum,
Her zerrede aynı arayışın izi vardı.
Nihayet durulduğumda ne ay kaldı gökyüzünde,
Ne yıldızların kandili.
Her şey silinmişti. Bir tek “O” vardı,
Gözle görülmeyen, ruhla bilinen.
Varlığın nabzıydı içimde atan,
Yokluğun kendisi olmuştu en büyük sığınak.
O vakit başladım yürümeye gölgesiz,
Yüreğimin en ıssız kıyısında.
Bütün kelimelerimi rüzgâra verdim,
O bana uğultusunu geri verdi, ilk baştaki sırrı.
Ve anladım:
Konuşmak, okyanusa bir damla bırakmaktı.
Susmak ise okyanusun ta kendisi olmaktı.
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 10.6.2025 15:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!