Okyanus balıkçıları Şiiri - Akın Akça

a.

Ağır kafatasları buz denizinin en dibinde:
Gülümseyen bir gözündeki gedik onun,
Aydınlatılmış ötesinden gelen ışığıyla okyanusun.
Alt çenesi yok, yerine onun;
Kendini kayaya dayamış ve bu zemin:
Işıktan güç almış, ‘onlarca’ kafatası var burada.
Binlercesi ise, ’ışıkla aydınlatılmamış -
Onlardan birisinin- karanlıkta gizli,
Kayaya dayalı çenenin
Tek -karanlıkta kalmış- göz’ünde
(Seçilemeyen) kalan geceye.

b.

’Şaşkının-gemisi’ aşıyor ‘bu zeminin denizi’ni:
Okyanusun yüzeyinde bir balıkçı gemisi …
Yukarıda fırtına yok, yeni tuttu balıkları:
Aşağıyı bilemez, suskunluk or’da, altımızda.

Yukarıda bayrak yok: belki bir flama var.
Yukarıda fırtına yok. Yok sancak:
Sancaklar var, dibinde okyanusun.

Bu beşiğin temelini sayısız piranha tırtıklıyor.
Balıkçı güvertede, huzurlu, neşeyle mırıldanıyor
Türküsünü -verimli gündü- kahvesini yudumluyor.

Az önce oltasını atmıştı okyanusun ötesine -
Ağ kullanmaz ama misinayı da beğenmez
-Denize: Bir çay vardı, derenin götürdüğü;
Oraya ulaşmak için, tek damlası yağmurun.

*

‘Okyanus-balıkçıları’ der kendi bireyine;
Halbuki bir oltayla, bugün bir balina tuttu.
Pandoranın kutusuydu, onu koyduğu;
Cam kavanozda bekletti, gemisinin içinde.

Bir süre sonra, balinalar kavanozda canlanmıştı:
Artan sayıları,
Okyanus tabanındaki kafataslarının.

Karaya çıktı ve kasabasındaki
Issız benzin istasyonuna gitti -
Kimselerin yaşamadığı …

Baktı tozlu raftan aldığı
Bir karikatür dergisine,
Diğer rafta hala kahve var.

Eski bir tarihte yazılmış:
22…
: Gerisi silikti, ama komikti.

O, balık burcunda, suda doğdu -
Kum saatinin tarla gibi verim kustuğu
-Adalardan birinde …

c.

… Evrenin genişlemesi gibi,
Uzaklaşan gökada çiftlerinin
Gezegenleri bile
Bir an ufukta kaybettirişi …
Ve yine de suya üretkenlik katışı;
Kuru bir ayazın -
Nükleer savaş değil,
(Gerçek olduğu, yalanın)
Düşünce tökezlemelerinin
-Getirisi.