Okuyan yazar olmak marifet

Bir yazarın yazmayı sürdürebilmesi için bol bol okuyarak kendini beslemesi gerek. Gördüğümüz kadarıyla, çevremizdeki yazar geçinen hiç kimse okumuyor.
İlk gerçek:
Sen okumazsan seni de okuyan olmaz. Bunu kafana iyice sok. Eğer okunmak için yazmıyorsan niye zahmet ediyorsun?

Sevgili Şair, Yazar, Yazın Dostu…
Sözüm direkt sana değil. İstersen sen de bu yazımdan kendine pay çıkarabilirsin. Sözüm çevrendeki yazar, şair geçinenlere. Lütfen onlara sor. Ekteki dünya yazarlarının baş ucu kitaplarının TÜMÜNÜ okumuş mu?

Bunların tümünü okuyamayanlar boşuna heveslenmesinler. Asla yazar olamazlar.
Yazarlık atadan genlerle gelen miras değildir. Öyle olsaydı dünyadaki gelmiş geçmiş her ünlü yazarın bütün torunları da yazar olurdu.

Onlara okumalarını öner. Okunacak eserleri incelediğimizde, bu kadar çok şeyi ne kadar zamanda okuyabilirim. Buna ömür yeter mi? diyebiliriz. Haklıyız da. Bu yaştan sonraki ömrümüze sığmaz elbette ki o kadar çok baş yapıtı okumak.

Bunun yolu, işe çocukluğumuzdan başlamaktı. O treni kaçırdıysak, şimdi yapacağımız iş şudur: Zapotek olacağız. Olanca hızımızla koşacağız. Bu baş yapıtlardan katabildiğimizi katacağız hayatımıza.
Bitti mi?

Bitmedi elbette.
Bunun bir de yerli yazarları var. Onların da baş ucu kitapları var. Onların da baş yapıtları var. Bir yazar kolay Yaşar Kemal olamıyor. Bir yazar kolay Orhan Kemal, Sait Faik olamıyor.

Onların koştuğu kadar çok koşacaksın yaşam kulvarında. Hatta daha fazla koşacaksın ki, senin de esamin okunsun edebiyat dünyasında.

Ya bütün bu yerli yabancı yazarların hiç değilse baş yapıtlarını okuyarak kendimize yeni kan vereceğiz ya da yazarlık sevdasından vazgeçeceğiz; ortalığı boşuna kalabalıklaştırmayacağız, yazar kirliliği yaratmayacağız.

Bana kalırsa okumak daha iyi bir yol. Haydi, o yolda koşmaya başlayalım daha fazla zaman yitirmeden. Yazar olmak isteyenlere verilebilecek en altın öğüttür bu.