umut olmuştu
yarınlar için yeni bir başlangıçtı annesinin gözünde
babası “erkek adamın erkek evladı olur” diyordu
göz açıp kapamak arasındaki farkla büyüdü
nice yıllar ve nice yollar geçti
sevgililer sevenler geçti
büyümüştü
okulunu da bitirdiğine göre
-zamanı geldi. diyordu babası
askerliğin, vatan borcunu ödemenin zamanı
davul zurnayla uğurlamışlardı
bütün akrabaları, dostları gelmişti yolcu etmeye
ama o kimseyi görmüyor, bir tek ona bakıyordu
çünkü bir tek onu seviyordu,
“uğruna ölürüm” dercesine
ellerinden öptü büyüklerinin
doya doya sarıldı arkadaşlarına
-elveda. dedi
dönüp arkasına bakarken merdivenlerde
ağır ağır hareket ederken otobüs
son gülücüğünü de savurdu
sevdiğine son kez baktı
ağlıyordu
-yapma. dedi otobüs camının arkasından
ağız hareketleriyle
döneceğim, döneceğim sana
sarılacağım hiç ayrılmayacakmış gibi
kimsenin görmediği bir anda düştü
ilk damla gözlerinden
annesine de el sallamayı ihmal etmedi
ne dualar etmiş ve kim bilir kaç para koymuştu
ondan habersiz gömleğinin cebine
bir sonun başlangıcı böyle olmuştu
…
unuttu sanmayın, özlemiyor değilim
ama fırsat bulamıyorum aramak için
kalem ise ellerimize zaten yabancı
zar zor bir araya getirdik ve yazdık
ilk mektubunu dağlardan yazdı
-işte. dedi
büyüdüm, asker oldum, dağlardayım
anamın, babamın ellerinden
kardeşimin gözlerinden öperim
yarim; bekle beni
emanetsin önce allah’a, sonra kendine
yazmayı da unutmayın n’olur
burada hasretlik daha bi beter
…
çabuk geldi yarinden cevap
yola çıkmadan hemen önce almıştı
okuyamadı
öylece bakakaldı zarfa
korkuyordu
neler yazabileceğini düşündü bir an
sonra –saçmalama dedi kendi kendine
sabah olmuştu
en yüksek dağların
en soğuk kışların
ve yürek ısıtan sevgilerin ortasında
çatışmalar arasında
açtı zarfı
yarinin kokusu sardı lebi derya hayallerini
çıkarttı kağıdı içinden, yere düşen şeye baktı
birde resmini sıkıştırmıştı yari
gözyaşlarını mürekkep yapıp yazdığı
belki üç beş satır
belki bir ömür sığdırdığı mektubunun arasına
gözlerindeki yaşları silerken baktı
yerden aldığı resme
doya doya baktı
uzun uzun
…
ertesi sabah
güneş bile uykusundayken
ilk kurşunun sesiyle irkildi yerinden
-yere yatın! diye bağırıyordu birileri
o resme baktı, düşürmüştü sesi duyduğunda
silahı birkaç adım gerideydi
resimse öylece duruyordu bembeyaz karların üstünde
önce geriye döndü
silahından sonra koştu o resme
ama…
…
kurşundu bu dostu düşmanı ayırt etmiyordu
sevenlere bir şans daha vermiyordu
son bir kez yoktu
kahpeydi
…
birden yere düştüğünü fark etti
resim parmaklarının ucunda duruyordu
uzanamayacak kadar ağır yaralıydı
-mehmeet! dedi bir ses
yarini gördü o anda karşısında
bembeyaz bir gelinlik giymiş ona koşuyordu
kapanıyordu gözleri hayalinin önünde
işte geliyorum, geliyorum sana
söz verdiğim gibi geliyorum sana başım dimdik
sana ölümüne kadar sadık
ve ilk gün ki kadar büyük bir sevgiyle
…
yanına gidebildiğimde çoktan kapanmıştı gözleri
bağırdım, silkeledim tüm gücümle
konuş benimle
aç gözlerini n’olur
son defa araladığında gözlerini
elindeki mektubunu verdi bana
sevgilisinin satırlarını nakış nakış işlediği
yaşamak için mutluluğu
aylardır yolunu beklediği
o mektup
ve bir gülümseme bıraktı geriye
sanki kahkahalar atacaktı biraz daha kımıldayabilse
sıkıca sarıldım,
son kezdi çünkü biliyordum
…
kara haberi vermekte bana düşmüştü
telefona uzanırken korktuğumu hissettim
hani bir çocuğun koca şehirde
kaybolmuş, ağlaması gibi ağlıyordum
babası çıktı telefona
ağlamaklı sesimi duyar duymaz
daha ne olduğunu bile sormadan
-vatan sağ olsun oğlum. dedi.
…
yarim dediği
anlatırken bir başka haz duyduğu
mendilini koynunda
yüzüğünü parmağında taşıdığı
sevdiği
adını yüreğine kazıdığı
o kız!
ona kimse söyleyemedi ki
ilk defa tabutunun başında gördüm
inanmıyordu
-yalan! diyordu
yalan, o beni bırakmaz tek başıma
yada bırakın, bende gideyim onunla
sarılırken kan kırmızı bayrağa
gözyaşlarıyla dokunuyordu sevgilisine son kez
…
şimdi ben
hatırladıkça o günleri
sevdamın adını sıla koyup
ağlamak için gittiğim her köşe başında
hiçbir zaman açamadığım
o mektuba bakıyorum
kanı üzerinde çoktan kurumuş
yarası beni çoktan öldürmüş
hala okunmamış
o mektup
bir derken üç cana kıymış…
Kayıt Tarihi : 29.8.2014 12:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gökhan Hüseyin Karaca](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/08/29/okunmamis-mektup-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!