Okul Yolunda küçük bir kasaba. Yeşilikler içinde. Bir güzel kasaba etrafı, dağlarla korunur gibi. Yüksek yalçın dağlar, insanlarının dış görüşleri sert dağlar gibi. İnsanlıkları dağın büyüklüğü kadar çok gönülleri büyük ve iylikler dolu. Orada doğdum büyüdüm. Ortaokula başladım kasabanın dışında. Bir okuldu okula gitmek için iki yol, vardı biri Bahçeler içinde bir yol. Birde ayrı kasabanın içinde ve uzak bir yoldu. Okula gitmeye başladık, sonbahar kış ilk bahar geldi. Yol kayısı bahçeleri ve erik ağaçları ağaçlar çiçekler açtı,sonra meyveler, olğulaşmaya başladı yol boyu kayısı ağaçları . Kayısılardan koparırdık yerdik atdalardakiler biter yetisemezdik sonra başladık arkdaşlara ne olur. Derdik biraz nazlanırlar erkek arkadaşlar ağaca çıkar. Toparlandı ama her gün üç dördü gelmezdi yıllar geçti. Hersene ağaçlar daha fazla tutarlardı. Biz insan oğlu çocuklar yesin yesin diye,öyle samimi öyle dostluk oluştuki. Söylemezdik arkadaşlar toplar paylaşırdık. Doğa insana insanda bir müddet sonra doğaya benzer ,becere bilen yüreği temiz olan her kes, okula gitmek bi güzelikte büyüdüm. Her kesi rüzgar savundu her birimizi bir dağa ama bir daha dünyaya gelsem çocukluğum gençliğim o kasabada geçsin isterim.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman