derken; kasabada
talebelerin kaldığı kiralık odalarda
“yüksel” gazocağıyla tanıştık yeni rakı şişesinden
haznesine biraz ispirto döker ateşleyip, bekler
ateşin bitmesine yakın pompalardık
bir-kaç kişi Almanya’ya gidince
tüpgaz da geldi köye yıllardır “aygaz” diye tanıdık...
ev sahibinin kileri, alet odası ve
ahırının bulunduğu alt katta
sıkıştırılmış bir oda da
bir odada yalnız başıma
evin arkasında, bahçede
tahta baraka tuvaletim,
hayvanların hatılından su içtiği çeşmem dışarda
ev sahibim sekiz nüfusuyla ikinci katda
suyu mutfağında, lavabosunda,
bir de; su kesilirse diye,
yarım tonluk tankı vardı
evin tepesinde
her odasında, salonunda floresan,
merdiveninde karpuz lamba
ama; suya, elektrik giderlerine
yarı-yarıya ortaktık, “gardaş payı”
der
tahakkuk fişini gösterirdi
kuruşuna kadar alırdı
(sağolsunlar,
hiç değilse belediyeye kadar gidip yatırıverirlerdi)
ama onlardan geç yatmaya kalksam gönlü olmazdı
“-ders çalışırkana uyuya galısın” diye
benim taraf ana şalterinden kapatırdı, elektriği
“-uykunu alamazsan uyuklarsın dersde
eyi uykular garayeğenim”
“-bu çocuk okur evel-Allah
deye her zaman derim” diye
söylenerek çıkardı
tahta basamakları
Kayıt Tarihi : 30.8.2008 17:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sıkmamak için kısa kısa yazdıklarımla ile ilgili Cöbe Dayım '-nemnasebet yeğenim, neyye üsdüme alınayın' dedi tabii ki tek ev sahibim o değildi... ee bir daha bu dünyada görüşemeyeceğiz Allah rahmet eyleye Kabri Cennet ola, kalanlara başsağlığı dilerim..
TÜM YORUMLAR (3)