Aynur Uluç - OKS'nin Zorluğu Sadece Soru ...

Aynur Uluç
498

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Yavaş yavaş havaların ısındığı günlerdeyiz. Mart kapıdan baktırdı, sonra Nisan gülümsedi doğada yavaşça. 11 Haziran'da OKS sınavına girecek sekizinci sınıf öğrencileri için ise hava, mevsim normallerinin üstünde bir sıcaklık artışı gösteriyor sınav günü yaklaştıkça. Tam da ergenlik dönemleri ile kol kola yaşanan bu sınav stresi, her bir öğrencide fazladan bir sivilce, gerekli gereksiz çarpılan bir kapı, ebeveynlerin sürekli kendini yineleyen tembih cümleleri kılığında ortaya çıkabiliyor. Bu çocuklar günün yarısını okulda, yarısını dershanede geçirirken ne kadar destek görüyorlar çevrelerinden? Büyükleri ne kadar anlayışlı onlara karşı? Onların yaşamlarında oldukça etkin olan okuldaki ve dershanedeki öğretmenleri ne kadar destek, ne kadar köstek noktasındalar?
Bunları düşünmemin zeminini, oğlumla ilgili olarak okulunda katıldığım veli toplantısı izlenimleri oluşturdu. Okul öğretmenlerinin, dershane öğretmenleri karşısında kendi atıllıklarını neredeyse hiç bir sakınca görmeden dile getirmeleri şaşırttı beni. O öğretmenlere, onları kendilerine rakip gören yerden baktıkları için takındıkları tutumlar... Öğrenciye biz nasıl yardımcı oluruz noktasını çoktan aşmış kimlik savaşları...Ve bu savaşta peşinen kaybetmişlik kabulünün ya miskinliği, ya öfkesi ya da öğrenciye ceza mekanizması şeklinde işletilen üstünlük tavırları... Gülsem mi ağlasam mı bilemedim, tanık olduklarım karşısında.

Çözümsüzlükler
Tarihi bir gün önceden bildirildiği için pek çok veli toplantıya katılamamış, öğretmenler de belli ki son anda haberdar olup lütfen gelmişlerdi. Bir öğretmen, 'Artık çocuklarınızı dershaneye göndermeyin' gibi bir öneri ile geldi. Ancak bunu sınava tepkisellik olarak bile değil, kendi dersine gösterilen ilgisizliğe bulduğu çözüm olarak öneriyordu. Biraz sonra gelen diğer öğretmenin söylediklerinden ise şu anlaşılıyordu. Belli ki dershanedeki öğretmen konuları daha iyi anlatıyordu ve öğrenciler okuldaki öğretmenlerine biz bu konuyu dershanede gördük ya da haftaya göreceğiz diyerek anlatmamasını rica ediyorlardı. O da, niye ben daha kapsamlı ve öğrenciye hitap eden bir anlatma şekli gerçekleştiremiyorum diye kendisini sorgulamaktansa, tatil anılarını anlatmakta bulmuştu çözümü. Bir diğeri, ceza olarak zorlu sınav soruları hazırlamıştı. Ve öğrencilerin sınavdan başarısız notlar almalarını (özgüvenlerinin yitimi pahasına) kendi kişisel zaferi olarak görüyordu.

Tüm yollar sınava

Tamamını Oku