Bugün İstanbul'u gezdim Emmi,
taş üstüne taş yığılmış inadına
yeşillikler karaborsaya düşmüş
kimisinde zenginlerin etiketi
kimi de gariplerin cenneti! ..
Biz bilmemişiz yeşilliğin değerini
Köyde en hakim renk
burda kıtlığa dönüşmüş
Binalar yapacağız diye
kurtların sofrasına dönmüş...
Belim ağrıyor emmi,
Kaç aydır okulla pazar arasındayım.
Memurum emme
nasıl oluyor hala anlamazdayım.
Hani Ayşa Bibim oku- ki
öğretmen, kaymakam ol derdi
Bunca yıl okumuşum
gece çalışıp, gündüz yollara durmuşum
okuyup da bir öğretmen olmuşum..
Bu ne ki emmi?
Bir hastane kapısında hastabakıcı
ya da devlette odacı olamamışım!
Hastalansan bir dert
hastaneye gitsen bin dert.
Sıra beklerken ölmezsen
canın gider ilaç alırken.
Tanıdık hastabakıcı varsa eğer
orada milletvekiline eş değer.
Burada ya mebus olacaksın
ya hastabakıcı veya odacı.
Bunlardan en önemlisi de
kodaman olacaksın, hem de en hası! ..
Bu büyük şehirde dertler bitmiyor Emmi;
Dolmuşuna para yetişmezken
insanlar nasıl yapmaz ikinci üçüncü işi?
Pazarda limon satıyorum emmi
mesainin dışında.
Üç kuruş tahtacıya üç kuruş haraççıya
üç kuruş da bana kalıyor akşamdan akşama.
Zor be emmi,
televizyonda renkli renkli izlerken buraları
iç geçiriyorsundur bilirim seni.
Biz geldik de ne oldu
pirinç derken bulgur da kayboldu.
He mi emmi;
Babamın eski evi duruversin orada,
nasılsa bir gün döneceğim ya oraya
Burada geçim denizinde boğulaktansa
aç kalmayı yeğlerim o yaylalarda...
Kayıt Tarihi : 7.9.2004 13:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kızım sana diyorum ama gelinim sen anla misali.
Çok da güzel gidiyor. Devam:))
Çok hoş bir şiir dizisi tebrik ederim. Yenilerin, de görmek dileğiyle...
TÜM YORUMLAR (2)