ben okçular tepesindeki nefer.
dinlemedim seni inme dedim kaç sefer.
hulful vaad etti bu kıtmir-i ashabı kevser.
şefaat et ey sidretül müntehadaki şeref-i nev-i beşer.
ben okçular tepesindeki genç.
döneceğim hesaba biliyorum er-geç.
bazen diyorumki gel bu dünyadan vazgeç.
dinlemiyor beni bu nefs-i serkeş.
sevgili,ben nasıl söz verdiysem uhudda sana; öyle de söz verdim alem-i ervahta cenabı hakka. ve nasıl hulful vaad edip inmişsem okçular tepesinden öyle de indim esfel-i safiline,alay-ı illiyinden...
sökmüşlerdi kalbini hamzanın kalpsizler.
ukde gibidir,hala silinmez o izler.
ne kadar üzülmüştü ve dökmüştü gözyaşı.
yerdeydi çünkü Hamza'nın sadece Allaha eğilen başı.
o gün sadece müşrüklere değil çöldeki aslanlara da bayramdı.
çünkü uhud bugün hamzanın kanına boyandı.
yüzüne kapandı nebinin sonra elleri.
ve düştü ellerinden kıpkırmızı bir inci sanki,bir yakut...
herkes ağlıyordu,hıçkırıklara boğulmuştu nebiye gölgelik eden bulut...
nerdesin ey ali nerdesiniz savaşa susamış savaş erleri...
bugün nebinin(a.s.m) ellerinden kan akar.
nerdesin ey ali; nerde zülfikar.
hamza kanla yıkandı; uhud kan kokar.
nerdesiniz; nebi yaşlı gözlerle bakar.
ben okçular tepesindeki nefer.
dinlemedim seni inme dedin kaç sefer.
hulfulvaad etti şu kitmiri kemter.
şefaaat et ey sidretül müntehadaki şerefi nev'i beşer...
Kayıt Tarihi : 5.4.2008 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)