Bir hasret deminde aklıma düştün
Şu gönlüm her yerde seni arıyor
Boşlukta boğulan şu iki gözüm
Duvarlarda bile seni görüyor
Ellerim başımda, gözüm tavanda
Bu toprağın mayasını taşıyan
Özümde genimi şeref bilmişim!
Yarınlara kutlu yollar döşeyen
Bugünü, dünümü şeref bilmişim!
Milyonlara Kürşat gibi kırkım ben
Bir ağaç gölgesi, yaprak sesleri
Buz gibi bir taşa yaslanıyorum
Sönük pırıltılar, gençlik hisleri
Sanırım gittikçe uslanıyorum
Bilmem nerden gelir derdin arkası
Bir gülsen ölürüm kurşun gereksiz
Ölmek için illa toprak mı lazım
Gönlümün yoluna arşın gereksiz
Bulmak için illa gitmek mi lazım
Sanki gözlerinden geliyor bahar
Ey sevdiğim bir gün sana
Geleceğim sözüm olsun
Kuş misali uça uça
Geleceğim sözüm olsun
Tepelerden, doruklardan
İster kız ister darıl
Söyleyim haller nasıl
Ayırmadan hak batıl
Bir düzen yarattılar
Biz öldük, seyrettiler
Allah'ın izniyle, zalimi bir gün
Güldürmeyeceğiz! Böyle biline!
Başı eğik çiçekleri büsbütün
Soldurmayacağız! Böyle biline!
Bugün olmasa da bir gün olacak
Fikrime bir ateş düştü
Yanar yanar, tüter bu sır
Benden çıktı, beni aştı
Şu akıla yeter bu sır
Bu sır sonsuz bir hakikât
Gencecik bir fidan Pehlivanoğlu
Nerdedir, nerdedir, nerdedir şimdi?
Karakoç, Taşyürek, Gençosmanoğlu
Nerdedir, nerdedir, nerdedir şimdi?
Kahpe bir eylülde kahpe bir düzen
Tükenip zaman geçince
Artık bitmiş olacağım
Bir gün aniden göçünce
Selam etmiş olacağım
Nedir buranın ederi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!