Oğuzhan Kosalı Şiirleri - Şair Oğuzhan K ...

Oğuzhan Kosalı

Özgürlük penceremde bakıyor bana sıcak gülümsemesiyle;
Elimi uzatınca kavuşcam hasretlik özgürlüğe.
Ama ulaşamıyorum,
Camlar,camlar açılmıyor..
Mühürlenmişcesine kapatılmış sonsuzluğa dogru.
Bir fani bir daha ulaşmasın istemişler.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Neden terk ettin dostluğu,arkadaşlığı?
Yüzüme gülüpde düştüğümde kaldırmayanlara,
Vefayı unutup menfate kapılanlara,
Bide ayrılırken sahte gözyaşı dökenlere,
Hesabını sor demiş yanlızlık.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Derin bir uykuda olan kalp ansızın uyandı.
Etrafda ne ses, ne ışık vardı.
Sevgi nereye gitmişdi?
Onun neşeli sesi aydınlatan ışığı nerdeydi?
Bakındı aradı saatlerce günlerce kalp,
Ama bulamadı sevgiyi...

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Aşkımız bir tiyatro, biz ise sahte birer oyuncu,
Ebedi aşk adlı senaryomuzu göz göze yazdık her gece.
Anı hapsettik kendimize, hayatı türkü tadında yaşadık.
Özgürlük bizdik artık, hayaldik biz, düştük.

Kanımızı feda etimiz dostlarımızlaydık ya da dost bildiklerimizle,

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Mücadelemiz istibal için,
Yerin kırmızısı vatan için,
Çarpıştı yürekler millet için,

Gönlümüzün feryadı toprağı sallıyordu.
İmanımızın gücü gökleri inletiyordu.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Yanlızlık kokuyor yine geceler;
Yüzüme vuran hırçın yağmurları okşuyorum.
Bir tek yağmurlar kaldı kelepçe vurulmuş hayatımda zaten.
Sokaklar boş, ışıklar kapatılmış, sessiz bir şehir,
Yoksa sen de mi küstün bana İzmir?
Beni bensizliğe iten diğerleri gibi.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Kırçiceğinin üstüne düşen karın sesiyle gözlerimi actım.
Yine veda türküleri söylüyordu,
İzmir limanından yol almış hüzün dolu bir vapur.
Onu dinledim tek başıma ve bir de;
İmbat esintisi çarpan bu donuk yüreğimle.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Ben, sen, o,herkez günahkâr yaşamın coçukları.
Kim masum ki bu kızıl âlemde?
Dört bir tarafımızı saran kristal askerler gibi,
Ellerimizi kelepçelyen kötülük kraliçeleri gibi,
Bu günah duvarlarının içindeyiz hepimiz.

Devamını Oku
Oğuzhan Kosalı

Rüyama girdin yine dün gece gül güzelim.
Yıllanmış bir şarap tatındaydı gülümseyişin.
Kıyıya vuran dalgalar gibi rahatlatıcıydı sesin.
Aydınlığa kanat çırpan bir kuş gibiydi bakışın.
Savaştan cıkmış; ama yıkılmamış bir kale gibiydi yürüyüşün.
Laf anlamayan cılgın akarsular gibiydi sevgin.

Devamını Oku