gecenin kapıları açık
içine çeker beni
hoş bir edâyla.
eşiklerinden geçerim
kapılarının
yedirir, içirir, doyurur,
düşman başına dediklerim,
sırrına eremem dediklerim,
yüklenemem.
hangi yüklemdeyim, bilemem.
el, ayak, omuz, başım tutulur,
lal olurum dediklerim…
dün ellerini tuttum
ardı sıra savruldu hücrelerim
ellerimden ısındım bu kez
ellerimden ürperdim
dün ellerini tuttum
Düşüyorum yine sessiz ve mahzun
Hüznün bahçesinden.
Çamura bulanmış gövdemle
Boğulmaktan kaçıyorum.
Her zamanki gibi
Düşselliğime bir vurdumduymaz metelik
gölgende koklarım
çiçeklerin en güzelini.
yaparım
en mesud besteleri
sesin bana bülbül iken.
çıkarım dam başlarına
soğuk rüzgarlara
göğsümü gerseler
yine medet umarım gözlerinden
yeryüzünden alsalar güneşi
götürseler
çiçekler sığınır sana
yine yazgının elinde
oyuncak oldu,
gariban gönlüm.
bazı karşılaşmalar,
aşkı esaretinden kurtarır kalbin.
duruyordun öylece
sigaranı içiyordun habersiz
denizin
gökyüzünün
sıcak ekmek kokusunun,
ve küçüklüğümün
Gözlerinde,
Uğruna nice şiirler yazdığım,
O gözlerinde yaşamak
Yüze vuran hisli ılık rüzgarların,
İzlenilen denizlerin,
Hırçın dalgaların,
Yağmuru bekliyorum yine
Bir gündüz,
Bir gece.
Kış şarkıları duyarken
Yüce ormanın
Dinmeyen gölgesinde;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!