durakta bekleyen umutlarımın
görseydin ufalıp kaybolduğunu
dün gece sahilin gülen yüzünde
görseydin denizin ay bulduğunu
yanımda olsaydın keşke dün gece
ne zaman sahilde yürüsem yalnız
kumlara anlatıyorum güzelliğini
ne zaman deniz kokusu alsam
seni hatırlıyorum biliyor musun
kızıllık çökünce ufka akşamlar
Gün geçtikçe boğuluyor
Düşlerime sığınıyorum
Karanlık çığ gibi çökmüş üstüme
Çığlığımı duyan yok
Eziliyorum hatıraların altında
Tarihe kara bir leke
yeni bir gün doğuyor sen uyandığında
gülümsediğin zaman coğrafyam bahar
yüreğim hasretinle tutuşup yandığında
bilirim tren garı karanfil kokar
biraz daha uykusuz kal batmasın güneş
göğün maviliğinden toprağın karasına
kalbimin yenildiği bir an olmuştu
gidişinle tüm şehir viran olmuştu
sabahlar gecelerden daha karanlık
ağustos akşamları boran olmuştu
bilinen tüm zamanlar seninle durdu
Semazenler dönüyor
Tekerlekler ve çarklar
Ne hesaplar dönüyor nice oyunlar
Nehirler buharlaşıp
Yağmur olup dönüyor
Mevsimler günler aylar ve yıllar
Nasıl da bakardı gözlerin bana
Hicranın meltemi esmeden önce
Ve yokuş gelmezdi düzlerin bana
Yokluğun yolumu kesmeden önce
Dallarda çiçekler aşkla bakardı
seni bir deprem gibi bağrımda taşıyorum
içimde yer yerinden oynuyor bu sebeple
bir mayıs akşamını anımsar oluyorum
başını eze eze hatıraların
uzaklarda bir yerde devleşiyor dalgalar
ismim de silinmiştir şimdi sahillerinden
Yıldızlar dökülüyor gözlerimden
Gecenin karanlığında
Islanıyor yanaklarım
Ve bir rüzgar esiyor
Dolu gözlerimden donmuş yanaklarıma
Fikirlerim isyanda
Sana olan sevdamı
Yaza yaza tükettim
Bütün yeminlerimi
Boza boza tükettim
Gidişin çürütmedi
Her bir satırında bir hikaye var gibi. Yaşadığın deneyimleri, hissettiklerini ve düşündüklerini o kadar güzel yansıtıyorsun ki, okurken kendimi senin dünyanda kaybolmuş gibi hissediyorum.