Dilinde ölüyü diriltir hitabı
Canımdan canını aldırır hitabı
Gözleri gözüme andırır mehtabı
Teninde sevdanın kokusu vardı
Sarıldı gitti bağrıma battı
Gülüşün gözüme büyüyle ilişti
Kıvrımına sarıldım özlem ile bir gece
Sevdanın ahengi yavaşça taşındı
Canımdan içeri, candan gizlice
Mutluluğun zirveyi tattığı andı
Bir er sevdi gökçeni, yeri göğü aradı
Gözleri gökçen için her bir yanı taradı
Sevda uğruna öldü, gönül kime yaradı?
Gökçen, erin gönlünde tuz basılmış yaradır
Herkes gördü sevdayı, sevda eri yenecektir
Üstüne saldırırken bir terörist general
Hem ölüme koş, hem alnından hedef al
Bu bir sınavdır, ne bir düş ne de fal
Hem kurşuna dizilmeli hem ölümsüz kalmalısın
Ölümlerden sakınma, hürriyetsiz yaşanmaz
Senelerdir kullanılmayan bir sokağa girdim
Her adımında bana olan özlemini haykırıyordu
Bende yürüyerek seni anlattım kaldırımlara
Bir sitenin duvarına pusarak ağladılar
Sana olan özlemimi duyan kediler
Peki sen söyle, duyanlar ağlarken hisseden ne yapsın?
Papatyanın yaprakları,aşıkları geçirirmiş
Tek olursa kendinden,çift olursa çiftinden
Biz hangi papatyayı aldıysak elimize
Yaprakları düştü gitti
Seviyorum bile diyemeden
Birimizi yaktı gitti.
Sevdayı tattım yer yer nihayet
Özlemi gönlüm derinden kucaklar
Bu aşkın sonu sessiz şehadet
Yolundan geçenler şen bulacaklar
Gönlümün gözü aklımı çeldi
Güzelliğin tarifi ne göklerin katında
Ne atlamış da arştan yüzüyor denizlerde
Güzelliğin sevgilim şu ilahın yanında
Salınıyor cennetin gülistan dehlizinde
Masallarda yaşayan o periler,melekler
Umutsuzluk dergahında gülüşlerim kördüğüm
Umulmaz acılarla gülüşlerdi gördüğüm
Mutluluktan gülüşsem de üzenlerle öldüğüm
Bir gerçektir gizlenen, gözlerinde her hece
Ruhların aleminde bedenimle görüldüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!