Çıktım geceyi uğurlamak için saat dört buçuk
Karanlığın korkusundan mıydı? Suratı uçuk uçuk
Es-selamu aleyküm ey gece
Gece aldı selamımı hâl dilince
Suriye!
Ah ümmetin üvey mazlumu Suriye
Sensin Ömer’ul Faruk’tan aziz hatıra,şirin hediye
Niçin kaşların çatık,niye kızgınsın bize söyle niye
Anladım, hissiz ümmet sana hiçbir şey yapamıyor diye
Veda vakti çatınca artık
Milyonların yaşadığı bu ıssız şehre
Yüreğim perişan,duygularım dağınık,fikrim yırtık
Daha bir sığınıyorum siper gibi şiire
Akrep yelkovanla nişanlanıp
Çıkıp haykırsak Zekeriyya gibi
“Olmayın zalimlerden,gitmeyin ileri,hatırlayın Rabbi”
Diye diye tekrar etsek bu uyarıyı kaç kere
Bize de layık görürler mi sence kör bir testere
Sen imanın kor olduğu bir yerde
Koru avucunda tutansın
Bundan sebep gark ettiler seni türlü derde
Üzülme,sana bu zulmü reva görenler utansın
Yok,hayatında riyaya dair küçücük bir yer
Anladım artık
“Şiir” denen yüreğin hükmettiği kalemin ucundaki nurlu yaratık
Sığdırılamıyormuş belli bir zamana ve plana
Müslüman’ın şiirinde ise yer olmamalı hileye ve yalana
Anladım ki şiir
Putu idi garbın
Küfür helvasından yapıp
Üstünü örtmek için la-moderndeki ayıbın(!)
Önce doğulu adaklar kurban edip,huzurunda tapıp tapıp
Sonra nifak dişleriyle yediği demokrasi
Koşturdu hayat boyu içimde taşıdığım türlü emel
Onu kovalayıp durdu neşeleri kaçıran ecel
Biri atik bir kuş idi öteki de ondan hızlı yel
Vakit çatıp kara toprak seslendi “kardeşim artık gel”
Dostlarım,kardeşlerim…hepsini kapladı garip bir hüzün
Rasulun yareni Ammar bin Yasir
Anne ve babası şehit edildi,kendisi esir
İçi yandı Ammar’ın,dar geldi ona şehir
Sonra Rasul’ün tesellisi gelir
“Üzülme Ammar! Ailen cennettedir”
Sen ey! Can suyuma düşmüş bir damla gözyaşı
Kaldır hadi şu ruhumu, fıtratıma taşı
Ben,bedeni genç,kalbi iktidarsız iktidar
Göz yumdum yazık! Sen Musa’(a.s) dan kalan yadigar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!