doğduğumda ortalık ayağa kalkmamış
ve davullar çalınmamış elbette
sessizce gelmişim bir küçük evde dünyaya
ilk darbeyi ebe vurmuş kıçıma
ve ilk isyanım ona’dır haliyle
ilk eylemim ağlamak
bilsen bana neler oluyor
neler ölüp neler diriliyor içimde
ne sevgiler giderken bir akbabanın kursağına
hangi nefretler küllerimden doğuyor
ve güven sırtımda gezinen bıçağa
ve elin elimde kor bir ateşe döndüğünde
bu gemi nereye gidiyor, şimdi
neresindeyim okyanusun
enlem kaç
hangi boylamdayım
ve nereden esiyor rüzgar
nereye atıyor beni dalgalar
uzunyol arkadaşım
bir kadim yoldaş yani
hani hep orada
yanıbaşında
ve bitimsiz dönüşlerine karşın gayya'nın
sevgiyle ve öylece, yüreklice duran
ben ki ırmağı kucaklamaya açmışım kollarımı
kolonlarım nice sularla serinlemiş
yolvermişim senin gibi nicelerine
seni kandırmayacağım
resmin hala duvarımda asılı
aklımda her anı sevişmelerimizin
vakit geldi sanırım
çanlar çalıyor uzak güneşlerde
kulaklarımda uğultusu zamanın
evrenin saati başucumda yürüyor
usulca akıyorum
bir yıldıza kayıyor her hücrem
dün akşam
yine sensiz gecenin matemine daldım
dün akşam
sana benzer birini kollarıma aldım
dün akşamdı öldüğüm
kendimi en son gördüğüm
iki kere vietnam
böyleydi aynen böyleydi söylem
iki kere
iki ha
yani ikiye bölünmüş
payedilmiş yani
giderken ardından baktım
moldov kısrağı doğurganlığı'na takılı kaldı gözlerim
mezopotamya bereketi ardın'da
ve ben orada öylece bakakaldım
içimde kopan fırtınalarımdı
nehirlerim üstüme taşarken
yarın yeni bir yaşa yelken açacağım
yarın benim doğum günüm
bilmemkaçkezinci sene-i devriyesi hayatımın
oysa dünya ne kadar az döndü ve
ben ne çok yaşadım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!