Davul zurnayla gönderilen babam,
Kısa bir süre sonra tekrar aramıza dönmüştü.
Ben çocuk kafamla anlayamamıştım o zaman,
Kendimce mutluydum yeniden birlikte olmaktan.
Güneşli bir günün sabahında,
Bir özlemi yerine getirmenin zamanı gelmişti;
Arkadaşlarımın anlatmakla bitiremediği park,
Çoktandır içime işlemişti…
Evet ben de gitmeliydim oraya,
Anneme söylediğimde önce “sırası değil” dediyse de
Çok mızırdanmış olmalıyım ki “tamam” dedi.
Bende bir sevinç… bir sevinç…
Acele içilen iki bardak çayın arkasından
Nihayet gidiyorduk…
Yola çıktığımızda annem;
“Oğlum tut babanın elinden” derken
Boğazına düğümlendi cümledeki son hece…
Babam duraklamıştı bir an
Ve “hanım! ” deyivermişti sadece
Annem kendi kendine söyleniyordu,
“Kahrolası dilim, kahrolası dilim” diyordu
O gün gönlümce eğlendim.
Umursamadım, babamın benim elimden tutmadığını
Ve kucağına almadığını…
Ben yıllar sonra anladım;
Beni “canım” diye seven babamın
Niye kucağına almadığını,
Niye elimi tutmadığını,
Kocaman yüreği olan babamın;
Beni kucaklayacak,
Elimden tutacak elinin olmadığını…
Ve bir yavruyu kucağa alamamanın
Ölümlerin en büyüğü olduğunu...
Babam gazi olmuştu,
Ama bir gün olsun isyanını duymadım.
Ve o gün bir daha anladım;
Vatanı ve bayrağı sevmenin
Bir ömre değer olduğunu…
Kayıt Tarihi : 21.10.2007 21:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile
Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık Afiyet Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
yine SUS
yine SUS
yine SUS
Allah hepimize sabır versin
TÜM YORUMLAR (4)