O şehir
Her geçişimde yüzüme
Duvar çalan o şehir
Baş döndüren yükseklerden
Beton soğuğu bakan
Paramparça bakışlar barındıran
Gökdelenlerle dolu şehir…
Geldiği gibi gider mi
O duvar dilberine
Bu kanlı döngü
Bu deli zulüm
Geldiği gibi gider mi
Ak yüzlerle ve
Gurur dolu marşlarla
Soğuk yüzlü bu bakışlar
Söner mi bir gün
Uzun kavaklar altında
Akar gider mi bu kızıl
Mavi dere akışında
Sersem yollarda gezer
Binlerce hemcinsim
…
…
Gelen giden çok o şehirde
Geleni gideni çok o şehrin
Cam buğularına yazdığım sevdam
Büyüdükçe
Yazacaklarını
Meydanlara taşıyan kavgam
Buradayım en gri beton duvar önlerinde
Ve adını yazıyorum sevdamın sevdiğimin
Buradayım
Yalnız değilim hemcinslerim var
Burada mıyım
Benim gibi düşünen yok..!
Buradayım bu mahşeri kalabalıkta
Yok denecek kadar az…
…
…
Şimdi pişmanlığı esir edip
Onurlu yürüyüşüme
Kaldırımlarda yorgun dolaşan ışıklara
Kol kola
El ele
Omuz omuza
Fing atan aşıklara
Sürtmeden sözlerimi
Peronda bekleşen trenimin
Razı bir şekilde
Üçüncü mevki biletine
Son durakta ineceğim güzelliğe yöneldim
Özlemlerin tutuştuğu düşüncelerde
Kime dönsem ardını dönüyor
Soğuklaşıyor bir beton duvar gibi
Ben mahkeme duvarlarının dahi gülebildiği
Bir mekana hasret
Yok denecek kadar az olan
Bu mahşeri kalabalıkta
Sevdiklerime dönüyorum
Bu kader kalleş midir
Bu insanoğlu?
…
…
O şehir
Hep iyi tanıdı beni
Ben benliğimi bildirdim ona
O kendiliğini yutturamadı bana
Ben benliğini şehirlere okuyanları
Ben benliğini her sokak başında
Bir posta hesabı şehrin ortasına koyanları
Ben benliğini şehre teslim etmemiş
Dava adamları
Şehir fakültelerinden ders almamışları seviyorum
Ve diyorum
O şehir
Sizin gibi dostlar oldukça kalamaz böyle
Bu kavga biter
Ve bitecek bir şekilde
Bu yangın söner
Diner bu fırtına elbette
Bu zulüm elbette biter…
Kayıt Tarihi : 17.9.2006 02:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!