Oğul Şiiri - Ahmet Dinç Kayıp Anahtar

Bir beden düştü derler
Nede kolay döner diller
Kınalı kuzum vurulmuş
Kırılmış tuttuğum dallar.

Mezarına varam oğul
Sol yanına yatam oğul
Gel sokul göğsüm üstüne
Sana ömrüm katam oğul
Canına can katam oğul

Yüreğinde kurşun oğul
Ciğerime değdi oğul
Od düşsün zalım evine
Dilim varmaz demem oğul
Karagözlün neyler oğul?

Gecenin en koyusunda
Yüreğimde bir sen, bir sevdiğim
Bir de kör kurşun
Düştüm yerlere ana
Mermi sesi deliyor gecenin sessizliğini
Ve arkadaşlarımın haykırışları

Şimdi gökyüzünü seyrediyorum
Sevdiğimin gözleri gibi simsiyah gökyüzünü
Ve onun gözbebekleri gibi parlayan yıldızları
Yüreğimdeki bu sızı yabancı değil bana
Bir senin ve sevdiğimin özlemiyle sızlamıştı
Bir de gönderdiğin son mektubu okurken böyle.

O kadar çok şey geliyor ki aklıma!
Bedenim ağırlaşıyor, kafam karmakarışık
Karagözlümü, gelin kınası yıkamaya geldiğinde
Çeşme başında gördüğüm o akşam
Bakışı, gülümseyişi, beni esir edişi.

Ve o uzun gece geliyor aklıma ana!
Bana sarılıp sabaha kadar ağladığın o gece
Okunan sabah ezanı ve sela
Babamın cenazesinin avlumuza gelişi
O mahşeri kalabalık.

Kulağıma daral deresinin sesi geliyor
Çoban Garip Rıza’nın uzun havası
Yavrum deyişin sonra
Terler akıyor alnımdan
Oysa üşüyorum, titriyor bedenim
Göz kapaklarım ağırlaşıyor
Yıldızların ışıltısı kayboluyor
Uykum geliyor, uyumak istiyorum.

Hani çocukken hasta olurdum ya
Sıcacık tarhana çorbası içirip
Sırtıma kupa çekerdin
Sonra da; Oğlum derdin, hadi uyu!
Şimdi uyursan sabaha birşeyciğin kalmaz
Şimdi uyursam sabaha birşeyciğim kalmaz mı?
Şimdi uyursam; sabaha iyileşir miyim ana?