Bağdat’ın Kapısını açan Genç Osman yüreğinde Alperen Ruhuyla gördüğüm Ağın; Çanakkale’ye en fazla şehit vererek ala-i makama yükselerek şühedanın manevi iklimi ile taçlanan Ağın; Fethi Gemuhluoğlu gibi kadim bir dost yüzü ile bizlere selam veren Ağın; Niyazi Yıldırım’ın kaleminden destanını ezberden okuduğumuz Ağın; Ve,ecdat hatıralarıyla bir daha dile gelen o güzide muallimler ordusu ile 24 Kasım’ın şu müstesna gününde asıl alkışlara layık güzide beldemiz Ağın…
Ağın Derneği ile Manas Yayıncılığın birlikte gerçekleştirdiği ve tarihe şerh düşülecek, asil ve vakarlı duruşu bu mesleği dorukları taşıyan Muallim Abdullah Lütfü Efendiyi doğumunun 152. yılında anacağız. Bu vesile ile torunları muhterem insan Feridettin Atatuğ’un hazırlamış oldukları ‘—tahtasız Hoca’ romanı bizleri son 150 yılın tarihiyle bir daha yüzleştirecek.
Burada bizleri buluşturan hadise o kadar önemlidir ki, hayatımızı belki de yeni baştan tanzim gereğini uyandıracaktır. “—göründüğün gibi dosdoğru ol” ayetinin omuzlarımıza yüklediği ağır yükle bizleri sarstıkça sarsacaktır.
Ve hele Gazi Atatürk’ün sadece öğretmene yönelerek söylediği sözlerde bütün milletin geleceğinin vebalinde öncelikle muallimler olduğu beyanı gayet açıktır; “—“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz” Ve devamla, “- Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, nesiller ister”
Asrımızın bilim haysiyetini son nefesine kadar koruyan Rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör Hocanın en fazla korktuğu; “—kendi içine kapalı, korkak, ürkek, mıymıntı, pısırık vs aydın profilidir! ” Bu ülkede, kendi insanına şüpheyle bakan aydınlar yetişti! Kendi insanını sevemeyen, onun güzel meziyetlerini göremeyen ve de kendi dışındaki dünyaya imrenen bir garip ruh haleti gelişti!
1850’lerde dünyaya gelen bir şahsiyetin, bir muallimin ‘—hayat hikâyesini’ bütün dürüstlüğü ile dile getiren ve içerisinde çok güçlü edebi tasvirleri gördüğümüz bizatihi torunu tarafından başarıyla kaleme alınan bir roman!
Tarihin en evla devletinin insanı kahredici bütün sarsıntılarını bir, ‘—kış mevsimi’ misali ölümün dehşet anını yaşayan bir şahsiyet! Bir büyük kıyamet kopuyor; dizginlemeniz mümkün değil! . Üç kıta sanki bir anda, dev cüssesi ile üzerinize yıkılıyor! .
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış