Bir su kaynasın tenceresinde
Varsın tezek koksun ocağı
İsterse geçilmesin çamurundan sokakların
Değil mi ki bastığım yer bir vatan toprağı
İşte o yerlerde ben varım
Öğretmenim ya bir yerinde vatanın!..
Yıkmak için önündeki kara duvarları
Anaların bacıların kızların
Daha güzel olsun diye yarınları
O günahsız çocukların
Eğer yüreğinde bir ışık parıldıyorsa
İşte o yerlerde ben varım
Öğretmenim ya bir yerinde vatanın!..
Yol vermesin bana dağlar ne çıkar
Bazen kurtlar bassın köyümü
Bazen eşkıyalar
Üşüse ellerim avuçlarım kan olsa da
Uğrunda vereceğim bir can olsa da
Karşıma dünyalar dikilse dursa da
Yılmak yok;
Yorulmak mı asla
Yürürüm üstüne üstüne gecenin
Aydınlıklar karanlığı boğar nasıl olsa!..
Yemin ettik ant içtik biz bu yolda
Ruhu şad olsun yol gösteren ATAMIN
Eğer başımızda al bayrak dalgalanıyorsa
İşte o yerlerde ben varım
Öğretmenim ya bir yerinde vatanın!..
Kazım Üçok
Kayıt Tarihi : 13.11.2008 23:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllar önce, Güneydoğu Anadolu’nun bir dağ köyüne öğretmen olarak gidişimi dün gibi hatırlıyorum. Yolsuz, ışıksız, yoksul bir ağa köyü. Temizliğini öğrencilerin yaptığı, sobasını öğrencilerin yaktığı, tek öğretmenli ve tek derslikli bir okuldu gittiğim yer. O zamanlar ideallerimiz vardı, ülkülerimiz vardı. Görev yapacağımız yeri biz seçmezdik. “Türk bayrağının dalgalandığı her yerde göreve hazırız.” derdik. Görev yapmak bize yeterdi. Zorluklara ve yalnızlığımıza aldırmazdık. Tezek yanardı ocaklarında, tencerelerinde dert pişerdi. Yoksulluğuna üzülürdük ama bunun kader olmadığını da bilirdik. İnsanların sıcaklığı içimizi ısıtırdı. Akşamları erken olurdu oralarda. Gecenin karanlığına bırakırdık kendimizi. Bazen kurt seslerini dinlerdik, bazen tütün kaçakçılarının ayak seslerini. Sabahın olmasını iple çekerdik. Sabah olup zil çaldığında ise, çocukların cıvıltısı her şeye değerdi… İşte böyle bir ortamda yazdığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istedim.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!