Elinde fener, sırtında olanca yükle,
Yoruldun koşmaktan, hele dur öğretmenim.
Sana birkaç sözüm var, otur da dinle.
Hayır mı, şer mi? Sen yor öğretmenim.
Garip mi, yetim mi, bilmem ki ne desem.
Senin bu halini, kelimelerle tarif etsem.
Elimde kalem, saatlerce yazsam, çizsem
Mürekkep az, sabır naz, zaman dar öğretmenim.
Vebalin çok, umut yüklü omuzlarında,
Kışa döner saçların, henüz ilk baharında
Her zerreni saran bu sevdanın sonunda
Ateşe atılan İbrahim olmak, var öğretmenim.
Savaşlar iyi bilir, güzeli çarkında ezmeyi
Nice çiçekler kuruyor, öğrenemeden gezmeyi
Dünyada ölen her çocukla, toprağa girmeyi.
Üstüne alınmış bir vazife, gör öğretmenim
Aç kalan her çocukla, zehir olmazsa aşın.
O gözlerden akan yaşla, akmazsa yaşın.
Bu mesleğe girmeden, iyi düşün taşın
Layık mıyım diye kendine, sor öğretmenim.
Baktığın her simada, kendini görmeden
Doğruluğu zihinlere nakış nakış örmeden.
O dört duvar haneyi, mukaddes bilmeden
Çocukların kalbi sana, dar öğretmenim.
Sade meslek değildir işin, bu dava derin
Hoşgörü olmalı dünyada, en büyük eserin
Ders vermiş sana ötelerden peygamberin
Sana taş atana ekmek, ver öğretmenim
Aşkla yanan Ferhat olmalı yüreğin
Her bir şirin için, cesurca kalkmalı bileğin
Bizim Yunuslar yetiştirmekse dileğin
Bu dergâha eğri odun, ar öğretmenim
Şeyh Edebali’den gelir nasihat dilin
Fatih’e Akşemsettin’dir, şefkatli elin.
Sultan Yavuz’la fethettiğin her ilin.
Cehalet kapılarına kilit, vur öğretmenim.
Peygamberin Ashaba konuştuğu dildesin
Yaratanın oku diye vahyettiği sözdesin
Doğruyu diyen dilde, ufku gören gözdesin
Her güzelde senin adın, var öğretmenim.
Bu bir iş değil, bil ki lütuftur anlayana
Görev yol göstermek en şerefli insana
Hiç kimse senin kadar unutulmaktan yana
Olmamıştır dünyada Ahu- zar öğretmenim.
Merhametinle sabır ve emek verirsen
Bu dünyada sadece bir gün hatırlanan sen
Karşılığını kuldan değil, Hak’tan bilirsen
Cennette her gün senin! der öğretmenim.
Her katil öldüren değildir, illa bedeni.
Emanet bilmezsen, sana teslim edileni
Kul hakkının yoktur inan bir affedeni.
Bana inanmazsın, bir bilene sor öğretmenim.
Bir kalem, bir kağıtla kendimi şair sanıp
Güya seni anlattım bu cesaretime aldanıp
Öğretmenimiz Adem hocam, yüzüme bakıp,
Yaşın kadar konuş, der öğretmenim
Hikmet YANIK - Sınıf Öğretmeni - RİZE
24.11.2013
Kayıt Tarihi : 5.2.2018 16:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!