Vurulmuş göğsünden kanlar içinde,
Bayrağa sarılı eller üstünde,
Kalplere gömülmüş toprak yerine
Sen görev şehidisin, öğretmenim.
Kalbi ağlar iken gözleri gülen,
Nice zorluklarla bize ders veren,
Aldığı maaşla zar zor geçinen,
Sen emek yiğidisin, öğretmenim.
Limon satar iken kendi sıkılır,
İşportacılıkta kızarıp, dili tutulur,
En çok sevilir, hep unutulur,
Unutanları da sen yetiştirdin, öğretmenim.
Önceden altındın döndün bir pula,
“ Kırk yıl köle olacaklar “ döndürdü kula,
Elinde bir valiz düşersin yola,
Yollar yürümekle biter, öğretmenim.
Öğretmenler gününde başlar tacısın.
Devlet kurtaran, vatan ilacısın,
Üç yüz altmış dört gün bilmem necisin,
Bir tek gün sana yeter mi, öğretmenim ?
Sanma ki, riyakâr nutuklar biter,
Sahte gülücükler dostluklar yiter,
Bu böyle gelmiş, böyle de gider,
Sakın kırılma, darılma, öğretmenim.
Ne şefkatin biter ne de sevgin,
Dün nasıl isen ölesin bugün,
Görevin kutsal, kalbin çok zengin,
Şu küçücük yürekler sana yeter, öğretmenim.
Vurulmuş göğsünden kanlar içinde,
Bayrağa sarılı eller üstünde,
Kalplere gömülmüş toprak yerine
Sen görev şehidisin, öğretmenim.
Kalbi ağlar iken gözleri gülen,
Nice zorluklarla bize ders veren,
Aldığı maaşla zar zor geçinen,
Sen emek yiğidisin, öğretmenim.
Limon satar iken kendi sıkılır,
İşportacılıkta kızarıp, dili tutulur,
En çok sevilir, hep unutulur,
Unutanları da sen yetiştirdin, öğretmenim.
Önceden altındın döndün bir pula,
“ Kırk yıl köle olacaklar “ döndürdü kula,
Elinde bir valiz düşersin yola,
Yollar yürümekle biter, öğretmenim.
Öğretmenler gününde başlar tacısın.
Devlet kurtaran, vatan ilacısın,
Üç yüz altmış dört gün bilmem necisin,
Bir tek gün sana yeter mi, öğretmenim ?
Sanma ki, riyakâr nutuklar biter,
Sahte gülücükler dostluklar yiter,
Bu böyle gelmiş, böyle de gider,
Sakın kırılma, darılma, öğretmenim.
Ne şefkatin biter ne de sevgin,
Dün nasıl isen ölesin bugün,
Görevin kutsal, kalbin çok zengin,
Şu küçücük yürekler sana yeter, öğretmenim.
Kayıt Tarihi : 10.11.2000 02:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Elinde tuttuğu torbada bir lokma ekmeği
Yırtık pet şişesinde umutları
Soruyorum ihtiyara adını yoksulluk diyor
Yardım etmek istiyorum benim gibi niceleri var diyor
Elini öpmek istiyorum utanıyor, etrafına bakınıyor
Konuşmak istiyorum, iki damla gözyaşı, boynunu büküyor
Hıçkırarak ağlıyor ihtiyar...
Ayrılmamı istiyor benden, kaderim benzemesin evlat diyerek
Dayanamıyorum takip ediyorum hayatı
İki duvar arasında üstünde yırtık çuvallar,
Elinde kuru ekmek parçası suyla da gitmiyor artık
Düğümleniyor herşey ihtiyar adamın boğazına
Üstündeki kıyafetler adem misali, dayanamıyor artık
Oturuveriyor Azraille başbaşa duvar kenarına
Hala lutûfkar, hala buyur ediyor elindekileri
Hala paylaşma çabası içerisinde birşeyleri
Hala öğretiyor, hala eğitiyor
Dayanamıyorum soruyorum ihtiyara
Neden hayat, neden insanlar
Adım.......... öğretmen diyor....
Barış Ardahan
TÜM YORUMLAR (2)