Öğrenilmiş Çaresizlik
Koca, koca makinelerin kurduğu dar sokaklarda
Yüksek minarelerin ağırlığı var üzerimde
Ben susmayı yeğledikçe
Hayat geliyor, geliyor üzerime sinsice
Beynim isyankâr ancak dil suskun
Yüreğim öğrenilmiş çaresizliklerde
Gün yılgın
Gönül yorgun
Dil suskun
Susuyorum yine öğrenilmiş çaresizliklerimle
Gün doğar ya hani kızıl bir renkle
İlerleyen saatlerde başına geleceklerden bihaber
Sarı sıcak güneş belirir öğle saatlerinde
Dokunsa yanacağını bilir
Kemikleri ısıtan ışıklarıyla
Sarsın sarmalasın ister insanoğlu
Dost hayal
Gün Sıcak
Gönül hoşgörülü
Yüz en güzel gün gibi tebessümlü
Yavaş, yavaş yaklaşır akşamüstü
Karanlığa bürüneceğini bilerek
Gecenin getireceklerini bilmeden
Yine kızıl bir hal alır güneş
Gitmek istemez bilinmezliklere
Elveda demek istemez güne
Yürek kan
Can yorgun
Dil suskun
Öğrenilmiş çaresizlikleriyle
Bırakır gecenin kollarına kendini
Gece karanlık simsiyah
Kuytu bir kenarda ağlayan gözler
Hüzün anlatır portakal kokulu caddeler
Oysa birkaç saat önce güneşle oynaşırdı bedenler
Hoşgörü hâkimdi ya evrene
Sevgi tohumları saçılmıştı kuş cıvıltılarıyla
EY HAYAT
Şimdi gece karanlık
Gece yorgun
Dil söylemekten yılgın
Öğrenilmiş çaresizliklerimle teslim oluyorum
HERDEM
10/05/2011
12:05
Kayıt Tarihi : 10.5.2011 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!