Üzerimizden bunca yıl sekip geçmişti
Yaşamın bize olan ilgisini bekledik onca zaman
Meğer kalıbından çıkma oyunuymuş hayat
Bellek ve duyumun bekçisi ruhum öyle söylüyor
Donup kalmış bir imkânsızlık
Sakınmasız bir coşku içinde
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
İşte Değerli Şairime "asrın sorusu"...
"Çaresizlik öğrenilebilir mi?"
Elimizde olmayanlara verdiğimiz bir ad, giydirdiğimiz bir kılıf mıdır çaresizlik?
Yoksa yarım bırakılan, gerekli olgunluğa erişemeyen, eriştiremediğimiz bir NLP midir?
Bu konuyla ilgili, bir deney saklı aklımın bir yerinde, şu an toparlayamasam da...
Hani o bir kaç "kadim dostumuzun, elektrik verilmiş kafeslere" kapatıldığı ve sunulan o "yalancı" şartlarla o "kapısı açık" olan kafesten çıkmasını beklediğimiz...
Ne kadar acı, değil mi...
Şimdi ben bu anlattıklarıma rağmen şiiri aşk'a nasıl bağlarım...
Bağlayabilir miyim?
Denesem mi?
Elbette... En azından bu cesaretim var hala...
NLP'nin bence en büyük açlığı ve açığı bu bence...
O da ne mi?
Düz mantık; "zaten açık olan kapılar, açılamaz ki!" Buna da gerek yok!
NLP bir yol ise, bize yeni şartlar sunmak yerine, o şartları bizim oluşturabileceğimizi öğretmesi gerekmez miydi?
İşte o an tek bir cümle gelir aklıma... O da Mevla'namızdan...
"Kaderimi ben seçmedim, Rabbim ikram etti, "elhamdülillah!"
Çoğaltalım mı?
"Güzeli sevmek gerek, sevmeyi öğrenebilmek için, her şeyi güzel görmek gerek!"
Hani şiirde finalinde diyor ya...
"Bizi bağlayan zincirler ise
Görünmüyordu"
Bizler "Faki Ahmet" değiliz ki... Ayağımıza vurulan zincirleri çözebilelim...
Ki; o da çözmeye çalışmak yerine, o zincirlerin götürdüğü yeri sevip, yaşamaya çalışmadı mı?
Sabaha ne güzel bir muhasebe oldu...
Tarttık sayesinde insanlığımızı...
Ve ben, seviyorum böylesi şiirleri...
Hayattan, hayatın ta içinden oldukları için...
Susmasın bu kalem!
Yüreğinize sağlık, ömrünüze bereket Önder Bey...
Nicelerine inşaAllah...
Saygı ile...
Sayın Gül hanım örneklemelerle uzunca yazdığınız yorum şiirime mana kattı. Çok keyifle okudum. Şiirimi okuduğunuz, yorumladığınız ve beğendiğiniz için çok teşekkür eder derin saygılar sunarım...
Sayın Gül hanım örneklemelerle uzunca yazdığınız yorum şiirime mana kattı. Çok keyifle okudum. Şiirimi okuduğunuz, yorumladığınız ve beğendiğiniz için çok teşekkür eder derin saygılar sunarım...
Sanki şiir yaşanılmışlığın belgesi gibiydi.
Emeğinize güzel yüreğinize sağlık Kutlarım önder bey...tebrikler..
Sayın İbrahim bey şiirimi okuduğunuz, yorumladığınız ve beğendiğiniz için çok teşekkür eder derin saygılar sunarım...
Evet o zincirleri görebilirmişiz bilmiyorum. Şiirinizin sondan dördüncü mirasındaki kula kelimesinde sanırım bir klavye hatası olmuş. Kukla yerine kula yazmışsınız. Bilginize önder bey
Metin bey çok teşekkür ederim düzelttim. Saygılarımla.
Çok çok anlamlı kelimelerle kurulmuş cümleler,çok şeyleri sonuna kadar anlatmışlar.Tebrikler.
Sevgi ve selamlar
Sayın Hüseyin bey çok teşekkür eder derin saygılar sunarım
Yüreğinize sağlık,beğeni ile okudum,sayfamda.
Öğrenilmiş çaresizliği anlatan önemli bir deneydir 'pire deneyi'....
Pireleri cam bir kaba koyarak üzerini pirelere zıplama şansı çok bırakmayacak kadar kapatırlar... Pireler zıplamaya başlar ve her seferinde kafalarını vururlar... Bir süre sonra daha yukarı kaldırırlar üstlerindeki kapağı... Pirelerin birkaç tanesi dışında çoğu artık zıplamaz ... Zıplayanlar da çarpıp yere düşerler...
Bu deney defalarca ve her seferinde kapak daha yukarı kaldırılarak sürdürülür... Her seferinde daha az pire zıplar...
En sonunda kapak tamamen kaldırılır.... Ama artık 'engeli aşamayacaklarını düşünen' pirelerin hiçbiri zıplamaz... Öğrenilmiş çaresizliği yaşıyorlardır artık....
Yaşam da bizi tıpkı böyle test eder....
Her seferinde aşamayacağımızı düşünerek hamlelerimizi azaltırız... Belki en sonuncusu aşabileceğimiz bir engeldir ama artık hayatın kuralları içimize işlemiş ve kendimize bu son şansı verememişizdir...
Sevdiklerimizle bizi bağlayan 'zincirlerin' ne zaman ve neden çözüldüğü çok kez hatırlanmaz bile... O kadar kendiliğindendir ki... Ve hiçbiri tek başına neden değildir... Birikmişliklerin ve tahammül sınırlarının son noktasıdır sadece...
'acı çekmeyi göze alabilmek için aşkı yaşamak mı?'... yoksa 'aşkı yaşamak için acı çekmeyi göze alabilmek mi?'
İşte bundan çok emin değilim... belki zaman zaman her ikisi de... Belki de tam adını koyabilmek çok mümkün değil... 'İpleri birbirine dolanmış iki kuka gibi'...
İçeriği çok dolu ve üzerine çok şey yazılabilecek dopdolu bir şiir...Bir hayat dersi fışkırıyor dizelerden... Her ders acı çekerek alınır... bunu da biliyoruz...
Güçlü kaleminizi ve şiirinizi içtenlikle kutlarım Önder Bey.... Saygılarımla...
Değerli öğretmenim örnek verdiğiniz bu cam tavan sendromu ile şiire muhteşem bir örnek verdiniz.
Bana da kirpileri hatırlattı. Üşüdükleri zaman birbirlerine sokularak ısınır ve donmaktan kurtulmaktadırlar. Bunu yaparken birbirlerine sokulduklarında dikenleri battığı için çok sokulduklarında vücutları kanamakta çok aralı durduklarında donuyorlardı. İleri geri hareketlerle o ortak noktayı ve dengeyi öğrenerek yaşayarak bazen kanayarak bazen donma tehlikesi geçirerek öğrenirlermiş.
Kendimi kendime şiirlerim için deney olarak kullanıyorum.
Bu da bir ayna tutma yöntemi diye düşünüyorum.
Aforizması bol. Zengin bir dille şiirde de belirttiğim gibi hesaplı cümlelerle mümkün olduğu kadar da bir ahenk içinde çok sıkıcı olmadan yazmaya gayret ettim.
Bir hayat dersi cümleniz belkide bu şiiri anlatan en önemli vurguydu.
İçimden geldiği gibi, yaşandığı gibi o duyguyu tam ifade edebilecek kelimelerle örülmüş bir şiirdi.
Anlam katan yorum ve beğeniniz için çok teşekkür eder derin saygılar sunarım.
Ne zaman birbirimizden sıkıldık
Başlangıç noktasını ikimizde hatırlamıyoruz
Sorunun başlangıç noktası...Hatırlayamamak...
Güzel bir anlatımdı...Tebrikler Önder Bey...
Yüreğinize sağlık...
Sayın Güner hanım şiirimi okuduğunuz, yorumladığınız ve beğendiğiniz için çok teşekkür eder saygılar sunarım.
Duygular Öğretilmiş çaresizlik mi ?
Hiç duraksamadan soruya yanıt vermek, sanıldığı kadar kolay olmasa gerek.
Öğretilmiş çaresizlik, insanları çıkışı olmayan dar bir sokağa götürmek, umutlarını kırmak, yaşama gücünü engellemek, kısacası ona kendi isteğinizi doğrudan empoze ederek sizin dayatmanızı kabul etmesinden başka çıkış yolu bırakmamaktır. Emperyalist sistemlerin dayatmacı eğitim sistemlerinde insanlara realist gerçekçiliğin dışında empoze edilen eğitsel dayatma gibi.Adam kendi ana dilini anlamıyor siz ona kalkmış Latince hukuk dili öğretiyorsunuz.
Oysa sevmek ne güzel.. Moraliniz yüksek olsa da olmasa da içinizde asla sönmeyen bir ışık vardır. Bir ümidiniz vardır, bir beklentiniz vardır ve yaşamınızın önemli bir bölümü bu sevgiye özdeş kılınmıştır. Bir gün dersiniz, sadece bir gün yüzüm insan gibi gülsün, bir gün olsun neden yaşadığımın gerçek anlamını anlayabileyim diye bir kuş çırpınır yüreğinizde. Sizi yaşama bağlayan bir neden bulur, aydınlıklara çıkacağınız anı beklersiniz.
İnsanın öğretilmiş çaresizliği, bence bir şarkıda çok açık dile getiriliş. “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm….” Yaşamın iz bırakan dizelerini” kutluyorum. Başarılar, sevgiler…
Sayın Talat bey şiirime değişik bir boyut katan yorumunuz için çok teşekkür eder saygılar sunarım.
Ne zaman birbirimizden sıkıldık
Başlangıç noktasını ikimizde hatırlamıyoruz
Bir burgaca girmiş
Köklerinden sökülmüş, bozgunlardan geçmiş
Dünle bugün arasında kalmıştık
İpleri birbirine dolanmış iki kula gibi
Yaralıyorduk sürekli birbirimizi
Bizi bağlayan zincirler ise
Görünmüyordu..................................//
Değerli üstadımın her şiirinde olduğu gibi yine felsefi yönü oldukca ağır basan,her dizesi ayrı ayrı örneklemelerle ana temaya ışık tutan,okurken derinlemesine düşündüren tarzı,konusu ve duygusuyla kendisini zevkle okutturan güzel bir şiirdi.Kaleminize yüreğinize sağlık değerliÖnder bey Üstadım..
Canı gönülden kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..
Sayın Mahmut bey öncelikle uzun bir aradan sonra tekrar merhaba demenin mutluluğu içerisindeyim. Bende sizi özlemiştim.
Şiirimi okuduğunuz yorumladığınız ve beğendiğiniz için çok teşekkür eder saygılar sunarım.
bu şiirinize yazdığım yorum neden burada yık. selam size.
Sayın Nazır bey çok teşekkür eder derin saygılar sunarım.
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta