Ateş yağmurdan korkar, ben ateşinden,
Ay, yıldızı eksik etmez sofrasından
Gece, yokluğun gibi kara, kapkara
Denizler köpürür aşkının hiddetinden.
Sonsuz bir ışığa koşar gibi, dağlarda kor ateş yakmak için, yıldız kümelerinin altında yol alıyorum. Gözlerin ışıyor karanlığıma. Yüreğinin titreşimlerine doğru yol alıyorum. Bir yanım sevinç, öte yanım kederle, sana yürüdükçe büyüyor sevdam koparılan takvimlerle. Büyüyor sana sevgim, bahçemdeki güllerle.
Bir sabah, çocukluğumu ve yalınayak gençliğimin aşklarını, dağbaşı rüzgarlarıyla yollayacağım ülkene. Boş vereceğim gamına, kederine bu yalan, yanlış dünyanın. O dağlarında kor ateşler yakacağım efsane aşıklar gibi. Hasretinin ağır yükünü kaldırıp başımın üzerine hiddetle atacağım bilinmezliklere. Dudağındaki çiy'i sileceğim kurumuş ellerimle. Gözlerindeki yaşı dindireceğim göğsümdeki ateşle.
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta