Sabah kahvaltısını gülümseyerek yapmak isteyen arkadaşlarıma sabahın köründe gönderdiğim aşağıdaki şu olaya değerli arkadaşım Afet KIRAT, aşağıdaki şiirini göndermiş.
İKİ KADIN
Selam, benim adım Wanda.
- Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar... korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık...
Afet KIRAT'tan:
'Kadın ana, kadın yâr, candan kopan bir candır
Küfredilen ezilen yine de katlanandır.
İstisnası olsa da kadın namus timsali
Örnektir yaşayana vakurlu güçlü hali.
Uğraşma kadınlarla bir başlarsam bırakmam
Değerlidir kadınlar erkeği asla takmam.
Ne deliyim ne veli şeyhe muhtaç değilim
Afet'tir adım benim zehirden acı dilim.
Ne derlerse desinler dokundurtmam kadına
Cennet bekçisi onlar ad taktırtmam adına...'
AFET KIRAT
Sayın Kırat;
Kadınlar, başımın tacı, gönlümün sultanıdır.
'Bazı kadınlar,' diye belirtmiştim başlığında olayın. O 'bazı kadınlar' zaten yurdumda yaşamıyorlar ki?
Saygı öncelikli sevgiler.
Yüksel ÖnaçanKayıt Tarihi : 2.4.2010 13:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

'O 'bazı kadınlar' zaten yurdumda yaşamıyorlar ki? ' İşte bu söz için ayrıca teşekkür ederim, samimi olduğunuzu umarım...
TÜM YORUMLAR (1)