Uyumuyor öfkem her gün artıyor
Ruhum daralıp dayanamıyor sesini
Duymak bile yetiyor öfkemin uyanışına
Bu nasıl bin kindir bilmiyorum
Af diliyorum rabbimden duygumu yitirdim
Öyle bir yara aldım ki kelimelere dökemiyorum
Hani baba yarısıydı ya kesip attığı
Tırnağının mikrobu bile olmaya layık değilsin
Nefret ediyorum haykırmak istiyorum yüzüne karşı
Bir yanım durduruyor yine öfkeme hâkim olamamaktan korkuyorum
Yarım bıraktığım öfkemi anlatmaya devam yine
Boş sayfa bırakmayacak haykıracağım sitemimi öfke kinimi
Durup düşünüyorum seni anımsayacak bir iki hatıradan başka bir şey yok
Bir iki demem lafın gelişi değil bir iki ikincisi sana öfkemi kusmama sebep hatıram
İtham ediyorum seni vefasızlığına
Seni anımsayıp duygulanacak özlem duyacak bir sevgi bağıda kurulmamıştı zaten
Anlatacak çok şey var aslında duymaya kalbin dayanacak mı bilemiyorum bir hayli yaşlanmışsın
Kaldıramazsın haykırışımı sen hiç yarısı olmadın ki babamın
Sen babamın yarısı olmayı değil tırnağının mikrobu olmayı da hak etmiyorsun ki
Yıllar geçirdin hayat kavgasında unuttun hatırlamadın
Benimde bir hayat kavgam var ama içimdeki sana olan öfkemi uyutup unutamıyorum
Ben seni amcalığa kabul etmiştim bu yüzden sanırım öfkem
Ama sen beni yeğen olarak kabul etmemişin
El olmuşum hatıra değmeyen anımsanmaya gerek görülmeyen
Öfkem ulaşılmaz patlak volkanlar gibi yüksek erişilmez söndürülemez
On yedi yıldır hala ilk patlamış hali gibi lavlarını deniz yapmış çoğalttıkça çoğaltıyor
Seni bu denizde öfkemle boğmak ölmeden yüzüne haykırmak istiyorum
Beni affet toprak babam seninle aynı kanı taşıyana duyduğum öfke için kin için
Belki sen hayatta olsaydın geçerdi senin içindeki kızgınlığın ama benim geçmiyor geçmeyecek babammmm…
..
Tam göz hizamda çehren,
Ufak bir tebessüm,
Genişçe öfke uzaktan seçilen,
Hasat mevsimi gibi,kesip biçiyor o çehren,
Bir kaş çatımlıktı mesafem,
Uçurumları geçti bak! Bu çehren,
..
En dolusundan yağmurlar yanlızlıkla başlar
Yine aylamaklıyım, yine gözlerim dolu
Ağzımda bir avuç öfke ha aktı ha akıcak
Bir koşu tutturmuşum ki görme acırsın
Öylesine kaçıyorum benliğimden
Nereye bilmem kayboldu gülüşlerim
Aydınlığa hasretken neden her yer karanlık
..
Gök yüzü kızıla boyanmış
Dudaklarında nem
Yüreğimde fırtına
gözlerimde bir burukluk var
haykıran gecenin feryadını duyarım
Bir sızı depreşir...
Sonra biraz öfke...
..
Yürüyorum bu yolda, yürüyorum kalbimde senden kalan kırıntılarla
Gözlerim ufukta geziniyor, nerdesin şimdi bilinmez
Kalbimin acıdığını bilmiyor musun? İçine acı düşmüyor mu?
Ben zaten her zaman yola revan oldum, içimde senden kalan kırıntılarla
Topallamaya başladı düşlerim
Gözlerim başka diyarlara uzanamaz oldu
..
Bin yıllık bir yalnızlık omuzlarımda,
bin yıllık öfke,
bin yıllık bir acı,
hiç dinmeyen
Sanki hiç yaşanmamış saysam da yılları,
hiç ölmemişcesine nefes alsam da derinden,
..
Gelme üstüme yoktur ayarım, Korkmam kimseden öfke duyarım, Kem sözlerini elbet duyarım,
Kimse bizden kurtaramaz sizi...
Neden içini dökmezsin bize, Kızarım ama kıyamam size, İhtilal yapmak sizin nenize, Halkın öfkesi boğacak sizi…
Aldanıp ta sen kime uyarsın, Gaipten gelen sesler duyarsın, Anladım sen akılsız bir yarsın, Anlamaz aptal sandınız bizi…
..
Gri kolaydır yeşilden
Sonumuzu bilmek kederi
Yaşam dururken.
Oysa aşk tetikte, bahar tetikte
Namlulara sürülmüş nergisler
Bir gülsen dağılır rüzgardan
Uçuşan tohum çiçekleri
..
Ne muhteşem bir görüntü allahım
Kavga yok, kin, öfke yoktu
İtişme yok, küfür hiç yoktu
İktidar orda, muhalefet orda
Düğün var, şenik vardı
Düşman kahroldu, dost güvendi
Birlik vardı, kardeşlik vardı
..
Ateş çağından kalıntılar gibi bakışlar,
Sıcaklığın mı yoksa kan mı o kırmızılar…
Siyaha yakışan en güzel renk alevin,
İhtiras kokan o dayanılmaz karanlıklar…
Korkmuyorum işte gözlerim.
Hadi bak bakacaksan…
..
Kimi anlatsam kimi söylesem sen oluyor içimdekiler. Kime çıksam gönlümün kapıları senle bakıyor sanki. Ne zaman can vermiştin içimde de böyle yüksekçe bir diyardan gözetliyordun beni?
Şimdi seni düşünüp sana yazdıklarım söz konusu olan. Ve içimde sana gösteremediklerim.Senden alıp da geri vermediğim anılarımı yaşıyorum bilakis.Bilmiyorum ki hangi birine takılıp uzun uzun ağlıyorum. Kendime mi yoksa sana mı bu gözyaşlarım?
Daha kendine gelememiş bir ben ve önümdeki koskoca acınası hayatım. Köşelere saklanmış sevgimin mahkûmu olmuşsam da kime ne? Kime ne üzüntümden. Kimene! ! !
Bekletmeden kaldırıyorum asabiyet gemilerimi. Hayatımın ortasında da yakıyorum yelkenlerimi. Belki intihar ediyorum belki de fedakârlık... Düşünmeden atlıyorum yokuş aşağı. Kimseleri gözetmeksizin hem de... Hep kalın notalarımda coşuyor gülüşlerim. Kahkahalarım beni boğuyor. Serzenişlerin en çıkmazını yaşıyorum belki de kim bilebilir. Dostlarım yüzüme gülüyor ya arkamdan söyledikleri… Söylemeseler de hissettikleri yaralıyor beni. Yalnız oluşumdan kaynaklanıyor kardeş düşkünlüğüm. Etrafımdaki saçma sapan gülüşlere katılıyorum, tutamıyorum içimdeki çocukluk kırıntılarımı. Ve gülüyorum hem de hiç derdim olmamışçasına gülüyorum. Bir yandan da kendime kızıyorum. Düşünmekten aciz bedenimde can buluyor zoraki derslerim. Geleceğime yeteneklerim yerine bilgilerim karar veriyor ve o koskoca “ELALEMİM! ! “
Aylar sonra hayatıma ilk defa renk geldi. Bir sabah küçüklerin büyük umutlarıyla uyandım o düğüne. Damat yoktu ama yeni yılım gelin olmayı çoktan kabul etmiş, güneşin hükmünü bekliyordu....
Ben ise bekliyordum. Seninle konuşmayı...
Yarım bıraktın her şeyimi. Ne kadar yüzden vardı ki hayatımda? Uçurumsuz mu sanıyorsun o bir anlık öfke çıkışlarını? Düşüncelerim bile kabul etmiyor artık seni.
..
NEDEN GİTTİN SEVGİLİM?
Artık imkânsızı çağrıştırıyor adın
Öfke kapladı düşüncelerimi
Uzaklarda olsan da hayalin hep yanımda geziyor
Adımlarımı paylaşıyor adımların
Gönlümdeki izi ile yaşıyorum dünlerin
..
Depremlerle anıldın
Depremlerden sıyrıldın
Gücün kalemindi
Hak adalet yolun
Kör cahil zihniyetin
Öfke kurşunlarıyla sonlandı yaşamın
Sevgiyle dolu, dolu yüreğin
..
SABIR VE ÖFKE
Sabır fren gibidir
Olgun kişi kullanır
Ondan mahrum kişiler
Hep sonunda utanır
..
ölme bre insanlık
yalazdır her yanım
ne zaman dinecek bunca öfke
ne zaman sevgi kutsanacak
sizde pazar yerine koymasanıza
hayatı bu kadar ucuz
bu kadar değersiz yapmasanıza
..
Her karanlığın sonu aydınlıkmış.. Bir de her güzel şeyin bir sonu varmış … Ne yaman çelişki değil mi? Biri ışığa, diğeri hüsrana iz sürüyor. Yaşanılan duygusal karmaşalar sonucu, bu iki farklı anlam içeren cümleleri kullanmayanı yoktur sanırım.
Zaman zaman hissedilen; duygusal yoksunluk (yalnızlık, acı, üzüntü) , empati yoksunluğu (anlaşılamama hissi) , haksızlığa uğrandığı düşüncesiyle yakalanan öfke nöbetleri, kızgınlıklar, kırgınlıklar, geleceğe dair endişeler ya da kabına sığmayan coşkular… Kısacası insana dair yaşanılan duygu durum dalgalanmaları…
Bu tip durumlardaki etki ve tepkiler kişiye göre değişiyor. Kimi bağır çağır yaşarken duygularını, kimi matruşka gibi üst üste atarak yani susarak içinde şişiriyor…
Susup içimize attığımız, söyleyemediklerimiz heybede biriktikçe tahrip gücü yüksek bombaya dönüşüyor bir zaman sonra.. Bu baskının beyine, bedene, ruha, kalbe verdiği zararlar mutlaka sağlık sorunları olarak karşımıza çıkıyor ilerde..
..
Ne seni paylaşabilirdim
Ne de yalnızlığımı...
Yarına çırpınan yüreğimin
Öfke nöbetleriyle,
Damarlarımda akan sel gibi,
Beynimden kalbime taşınan duygularım
Bilinmezlere düşerken.
..
...... Ardına baktığını hatırlarım. Yavaşça kafasını döndürdüğü anda gözlerinde öfke ve bir de acı olduğu halde öylece kala kalışına hala bir anlam veremiyorum.
Daha dün akşam yolun başında bekliyorken elinde bir sigara ve onun dumanında yükselen bir parça hüznüyle, dalgın dalgın bakıyordu üstüne bastığı kırık kaldırımın taşlarına
........Adını sordu. Boş ver aldığı en kolay cevap oldu. Sonrasını anlatması daha zordu. Yıllarını araladığı gün bu hikâyenin de başlangıcı olacak ve belki de sessizliğini tüm dünya duyacaktı.
.......Soru.
Sevdin mi hiç. Duralatan bir korkuydu. Evet demek neden bu kadar zordu sanki. Tek kelimenin ardında neden bu kadar yük vardı ki?
Sorgulama başladı dedi içinden ve amansızca iç geçirirken, susmakla arası bir şekle bürünüp, usulca ya yoksa dedi. Belki de ilk defa bu kadar basit bir kelime beni bu kadar korkutmuştu. Ne demekti ki şimdi bu?
İşte hayatın en büyük sorgusu. Yalanla gerçek arasına sıkışan ve her anında azaplar içinde çıldırtan şüphe miydi bu? Ya gerçek olmadıysa sevda dediniz mi hiç. Ya aslında hiç yaşamadım gerçek olanı diye geçti mi aklınızdan. Ve hiç sevmeyi becerdiğim anlarda bile sevilmedim galiba dediniz mi? içten içe. Ya aslında sevgi diye bir şey yoksa. Ya sevgi gerçekte varsa bile sizi hiç bulmamışsa. Ya yaşadıkların bir kaç kelimelik bir hikâye bile olmazsa.
..
Bu gece yüreğimde sevdiklerimi yaşamak istedim
Sevmek yaşamak sevilmek istedim
Yüreğimi aşıyordu hayallerim
Sonsuza kadar düşlerimdeydin
Uzaklaşmak istemiyordum ulaşmak istiyordum yüreğime
Gecelerde hüzün vardı sır dolu bir yalnızlık
Yalnızlık çığlıkları hayellerime gönder
..
Sıcaklık, mutluluk, sevgi,
heyecan, iyimserlik, güven,
zerafet, umut, fedakarlık,
beyazdır...
Soğukluk, mutsuzluk,
riyakarlık, kötümserlik, kin,
..