ÖFKE ŞİİRLERİ

ÖFKE ŞİİRLERİ

Yelda Karataş

Onlarla karşılaştığınızda garip, kozmik bir ışın sarar sizi. Neden etkilendiğinizi bilemezsiniz. Yüzleri bir bütündür. Her parça diğerini amansız bir biçimde tamamlar. Farklılıklarını kader gibi taşıyan bu insanlara tepkiniz, önce hayranlık, sonra öfke, daha sonra çığlık çığlığa kaçma isteğidir. Şaşırmazlar, sizin gibileri çok görmüşlerdir. Onlarla yaşamanın zor olduğunu iyi bilirler. Çünkü, bu dünyaya herhangi bir rolü oynamaya değil, hayatın kendisi olmaya gelmişlerdir. İnsanlar, sık sık o büyük acılarını anlatmak için onları arar. Dinlemesini iyi bilirler. Kendi yaşamları sanki yoktur. Soluk soluğa başkalarının yaşamlarında koşarlar. Kendilerini doruklarda, yalnızca doruklarda tüketirler. Kişilikleri yoktur. Kişiliğin, kişiliksizlik olduğu bilincindedirler. Bu nedenle onları, sevdiğiniz her şeye benzetebilirsiniz; anne, sevgili, gökyüzü ya da bir film karesi. Sanatçı olmasalar da sanatçı gibi yaşarlar. Sorularla. Yanıtını aldıkları bütün soruların, sorusunu sorarlar. Bütün kavramları, kendileri isimlendirirler. Ahlaksızdırlar. Sezdikleri her şeyi yaşarlar. Sürekli, sevinç ve keder içinde. Herkesin 'yeter' dediği yerde, 'yeni baştan' diyerek. Kırılgan, ama umarsız değillerdir. Kendilerinden başka hiç kimseyi incitmeyi başaramadıkları için, bu dünyaya başarısız olmaya gelmişlerdir. 'Tek savunmaları, savunmasızlık'tır. Kimseyi yargılamayı bilmezler. Hiç bir canlıyı öldüremez, zarar veremezler. Öğretilerinde, 'karşı koyma' sözcüğü yoktur. Bir çocuğun tek bir gözyaşına bile yaşamlarını vermeye hazır oldukları bu dünyaya, asla seyirci kalamadıkları için, çoğunlukla intihar ederler. İntiharı, herhangi bir nedenle enteleyenleriyse, intihar biçiminde bir yaşam sürdürürler. Kendilerini merkeze koymayı asla beceremezler. Baş eğişleri çaresizlikle karıştırılır çoğu zaman. Ama kendilerinin ya da başkalarının onurunu korumak söz konusu olduğunda, ' Bir karadağ tabancası' gibi sakladıkları başkaldırılarını gün ışığına çıkarırlar. Başkaldırırlar, çünkü, salt duygu olarak yaşarlar. Başkaldırırlar, çünkü, görev bilinci yerine sevgiyi koymuşlardır, ödünsüz ruhları başka türlü var olamadığı için.
İvan'ı anlar, Alyoşa'yı hisseder, Dimitri gibi yaşarlar ve arkalarında bir mor menekşe mutlaka bırakırlar; başkalarının acılarını sarsın diye. Onlar, bu dünyayı 'güzeltmeye' gelmişlerdir. Umutsuzluktan yola çıktıklarını, daha çocukluklarında hissederler. Bize böylesine saf görünmeleri, çocukluklarını yaşatmaları değil, çocuk olmalarıdır. Kendinden başka rolü olmayan bir çocuk. Önünde diz çöktükleri tek şey mağara duvarına o resimleri çiziktiren insan elidir.
Bir gün, bir şarkıda, bir kokuda ya da aynada onlarla buluşursanız, ne olur kendinizi esirgemeyin.
Bir an için bile olsa.
Çünkü onlar, 'an' lara inanırlar ve o 'an ' için yaşarlar.
..

Devamını Oku
Abdullah Süyüm

Hep yarım kalan bir şeyleri tamamlamaya çalışıyorum sensiz…
Yanık seslim... Karagözlüm...Yokluğun, o kadar uzun oldu ki, belki aylar belki yıllar gibi geçti, ardından. Ben saymaya korktum. Sensizliğe alışmak istemiyorum. Senin o güzel gözlerini, yanık sesini, kokunu çok özlüyorum. Hani derler ya zaman alışmayı öğretir insana ama unutmayı asla, ben alışmak istemiyorum yokluğuna ve sensizliğine, sen hep geri gelecekmişsin, bana dönenecekmişsin gibi her gün umutla uyanıyorum güne, yeniden sana âşık olarak gözlerimi açıyorum, bir sesine, bir nefesine muhtaç. Hani anlaşmıştık ya ne olursa olsun senede bir gün buluşacak, görüşecektik. Ben Senede bir kere bile olsa seni görmeye ve sesini, nefesini duymaya razıydım... Yanık seslim... şehrazatım...
Hani derdin ya; "karagözlüm senin aşkın ve sesin, dudakların beni deli ediyor".nerede o sözler, o yaklaşımlar unuttun mu güzelim yanık seslim... Nasıl oldu, ne oldu da birden kötü adam ve tek suçlu ben oldum. Çok zoruma gidiyor karagözlüm, kabullenemiyorum. Biliyorum ki sen o sözleri kalbinden söylemiyorsun. Bir anlık korku ve öfke söyletti bunları sana... Canın sağ olsun karagözlüm.
Senin cimrin, var yemez amcan olmak ne güzeldi… O zaman kızsam da, sinirlensem de bu sözüne, şimdi iltifat gibi geliyor ve hatırladıkça hoşuma gidiyor. O yanık sesinle beraber kulaklarımda çınlıyor.
Ne senin yokluğuna ne de sensizliğe alışmak istemiyorum geleceksin bir gün biliyorum ve yarım kalan tüm anıları ve sevdamızı seninle tamamlayacağız. …
Şu yüreğimde aylardır sakladığım sırsın kimselere anlatamadığım kimselerle paylaşamadığım. Sen, ben de yüreğimde öyle büyüdün ki artık sevdanı sığdıramaz, bedenimle taşıyamaz oldum. Hep yarım kalan bir şeyleri tamamlamaya çalışıyorum sensiz. Seni öyle çok özlüyorum ki her yeni günde yeniden âşık oluyorum sana… Bu da yarım kaldı tıpkı yaşanması gereken ama yaşayamadığımız anılarımız gibi, hayallerimiz gibi, sevdamız gibi, aşkımız gibi…
..

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

İçimdeki sesleri duymuyorum artık. Alışkanlıklardan ve iyi niyetten adını anmalarım. Senin ikilemli tavırların sürdükçe ayaklarım daha çok geri gidiyor farkında olmadığın bu. Aşk neydi demiyorum artık, eşitledim herşeyi. Karşılayabilirsen beklentilerimi belki denerim seni yeniden sevmeyi.

Durdum. Beklediğim sen değilsin ama. Öyle sanıyorsun biliyorum. Karşıma gel, yanıldığını birlikte görelim. Bakalım birlikte bunca yıl yaşananlara, biraz ağlayalım birlikte, içimizi dağlasın sonra öfke, evet biraz da aşktan söz edelim; sonra gelelim bugüne. Sorarım o zaman; ah etmez miydin yerimde olsan sen de. Sevginin gücü varsa pusulan yap, yolumu bulursan duyarım belki içimdeki sesleri.

Yılları saymıyorum artık, sıfırladım. Sevdayı sırtlamıyorum artık, bıraktım. Kendimi de anlattım seni de yeterince anladım. Etrafındaki sesler yükseliyor artık duyuyorum, sen duyuyor musun bilmiyorum. Yeter mi ya da öğretir mi sana sevmeyi kulağına gelen cümleler. Şunu bil; hiç birşey olmamış gibi beni başa döndürmezler.

Huzur içimde hep yeniden başlayan gün gibi. Senden sonra aydınlık, senden sonra; yağmura, soğuğa rağmen karanlıkta bile aydınlık. Korkularım bile gün ışığında artık saklanmıyorlar. Kabul ettiğim herşey, değiştirdiklerim gibi aslında benimle ilgili. Sana atfetmiştim ya önceleri, geri aldım. Benim duygularımdı, yalnız bıraktılar şimdi senin kalbini. Sana ait duygun varsa şimdi sor kendine; sevdin mi beni.
..

Devamını Oku
Altan Doğan

hayata toplubakış o'nun öyle susması
sesine berkitilmiş mavi bir leke

anlat
ama yitirmeden güze sızan ağzını
genzinde bir uçurum öfke halinde

..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Kin, öfke ve kıskançlık,
Duygularda hastalık,
Mahveden bir davranış,
Nefis ile yakınlık…

Hepsi de Rab’den yasak,
Menedilmiş duygular,
..

Devamını Oku
Hadi Gezgin

Sana nasıl yandığımı anlaya bilirmisin
yürekte anıt aşkıma kanıtsın
öfkem içimde volkan ben sana adanmışım

hüznümde sensin,sevinç te sen
senin üzüntün ölümüm benim
ölüm öfke ise hep öfkeliyim
..

Devamını Oku
Nihat Gülle

Neden bu kan bu kin kardeşler nedir bu öfke
Bin yıldır bu topraklarda yaşamışız kardeşce
Kızlar alıp vermişiz akrabayız biz sizle
Kim ekti bu kini neden bu anlamsız çile

Türk'ü Kürd'ü tek bir ağacın can meyvesiyiz
Düğünlerde kardeşiz,sağdıç yada kirveyiz
..

Devamını Oku
Sinan Bayram

Ben öfkeli bir adamım
Öfkem artık bana yüktür
Çünkü eriyip gidiyorum
Ben öyle bir zerreyim ki
Cehenneme akarım inadına
İyimser bir gül olsam da
Bir öfkem var anlıyor musun
..

Devamını Oku
Suna Aras

Diyor ki,
Arkadaşlar
Şiirinde öfke var!

Öyle çok düşündüm ki, inanın ki az değil
Çıkarıp yüreğimi yerinden baktım
Nerede ışık görsem oraya koştum
..

Devamını Oku
Nurten Altınok

Gecelerin kurşun sağnağında
Korumasız
Sarmaş dolaş yaşadın mı hiç yalnızlığı

Bir şamar yüzünde dost eli
Umutların aynalarda kırıldığı

..

Devamını Oku
Ramazan Çiçekli

Kötülüğü hoşgör demiyorum,
içindeki duvarları yık gitsin.
Bugün ki duygularımız yarın
gerçeğimiz olmadan,
içindeki tıkanıklık bitsin.
Her an içindeki öfke ve kin
için içini yer bitirir.
..

Devamını Oku
Yüksel Nimet Apel

Milyonlar zikrediyor, önünde müzdelife,
Kalbe dolan huzuru müjdeliyor Elife...
Şeytana yer yok orda,, korkudan kaçıp gitmiş.
Şimdi bir huzur vakti, gönülde dil sekine...

Ne kin ne nifak öfke, buraları terketmiş,
Yüreğinde rab olan bakmaz kadın etine.
..

Devamını Oku
Serap Tepedelen

Hani bir an için nasıl bir kadın olacağını kestiremedi.Daha doğrusu hangi tip kadın arasına giriyordu.Kendini bir kategoriye sokmak istedi,beceremedi.



'Aptal Kadın'rolünü oynadı bir süre.Saf saf baktı çevresine...Yaralandı,hırpalandı,örselendi durdu.Ancak 'aşk'denen o kahrolası duygu vardı ya,işte o duyguydu gözlerine mil çektiren.Yandı,kül oldu.'Yok canım,olamazdı-olmamalıydı-olmayacaktı da...Oysa hiçbir şey olmayacaktı ki zaten, eğer o 'cesaret'denen görünmez melek gelip omzuna konmasaydı...'Aptal Kadın', daha çoookkkk aptalları oynayacak,saf saf bakacaktı çevresine...


..

Devamını Oku
Tahsin Şimşek

O TEKYUMRUK ÖFKE

“Yurdumuzun bağımsızlığı için giriştiğimiz bu kavgada
Kurtuluş Savaşı’mızda şehit olanların onurlarını
ve ulusumuzun kaderini korumaya kararlı olduğumuzu bildiriyoruz.”
“Ortak Savunma”dan

..

Devamını Oku
Necdet Uçan

karardı simsiyah
içimizi karartarak
kıvılcımlar eşliğinde
içinde biriktirdiği öfke
yağmura dönüştü bir anda
ortalık sele suya bulandı
bulunamayanlar kayıplardı
..

Devamını Oku
Ozan Efe

buramda düğümlenmiş
ahların sızısında
sin taşı mühürlenmiş
alnının yazısında
toprak kına geline
yürek değer eline

..

Devamını Oku
Rüya Deniz Demir

Saydam bir öfke yalnızca
Çiçekler kadar kırılgan
Öyküler kadar hassas
İki elin birbirini tutması kadar doğal aslında
Ve ayrılması kadar acıtıcı iki sevgilinin…

Kusur dolu bir yağmur alt tarafı
..

Devamını Oku
Buket Sema Caner

Biz hiç yaşamadık ki
Hiç bütün olamadık.
Sevgiyi tadamadık aynı kadehten.
İçtiğimiz sadece yudum yudum hasretti.
Şimdi öfke doluyum
Mermiler fırlıyor gözlerimden
Yangınlar çıkarıyor ruhum
..

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

İnsan herşeye alışıyor. Yaz bitiyor hüzünleniyor güneşli günlere veda ederken, ardından yağmura alışıyor. Son bahar yine hüzün kokuyor yağmurdan sonra, alışıyor buna da. Değişiyor, farklılaşıyor, olgunlaşıyor ama en çok da alışıyor. Bitmez sandığı şeyler bitip gittiğinde başta şaşırıyor sonra alışmaya başlıyor yine. Ardından alışmışlığına şaşıyor. Yeni sorular sormaya başlıyor kendine yalnızlık hissini anlamak için. Karşılaştığı boşluğu anlamlandırmaya çalışıyor. Olmuyor, vazgeçip yeni anlamlar buluyor kendine, hayata devam ediyor. Ve işte insan her şeye alışıyor.

Duygular taşınır mı insanın içinden. Galiba oluyor. Kalpteki dağınıklığı toplayıp alıp bavulunu terk ediyor duygular. Aşk gidiyor. Arkasına bile bakmıyor bu sefer. Göz yaşı yok. Pişmanlık yok. Emin adımlarla gidiyor gerçekten. İçime bakıyorum ardından; temiz, huzurlu ve dingin. Üstüne üstlük hayli memnun ruh halinden. Beden hafiflemiş rüzğarla dans ediyor, yağmurla ıslanıyor. Bitti. Sadece tek kelime. Yıllar almıştı oysa yaşanırken. Bitti. Hüzün de, öfke de, korku da sadeleşti.

Kelimelerim eskisi gibi değil. Onlar da alıştılar yokluğuna aşkın. Yaraladıkları, yaralandıkları zamanlar vardı. Artık iyileştiriyorlar beni. Hayallerim yenilendi. Cesaretim peşinde hala değişmeyen o. Yeni hayallere cesur bir giriş yapmak istiyorum şimdi. Sil baştan çıkıyorum yola. Yüzümde muzip bir gülümseme neler olacak merak ediyorum. İyisin diyor dostlar, bu sefer gerçekten iyisin. Kendinlesin. Alıştım diyorum kendime, değişimime. Aşkım da değişti, gerçeklerim de.

Sıcak bir temmuz öğleden sonrasıydı içimden düştüğünde, anlamadın. Beklemiştim kalkıp tutunursun diye, tutunmadın. Şimdi sana söyleyecek sözüm bitti sevgili. Bir gün anlarsın bu gidişin gerçekliğini. Adım boşlukta yankılanır, kalbin parçalanır; bir gün anlarsın kaybettiğini.
..

Devamını Oku
Ramazan Çiçekli

Gözler yorgun, kalp dargın,
Beklemekten.
Akıl karışık, duygular perişan,
Düşünmekten.
Sevgi ve umut kırgın,
Öfke,nefret ateş küpü,
Hasretten,
..

Devamını Oku