ÖFKE ŞİİRLERİ

ÖFKE ŞİİRLERİ

Nihal Mirdoğan

Öfke rüzgâr gibi geçti buradan
O dem ki; kırılan dal olmadı mı
Karayelle yağmur düştü sonradan
Bu dem ki kâinat sel olmadı mı

Islandı sap,saman,afet haykırdı
Çıldırası çığlık semâyı sardı
..

Devamını Oku
Afet Ergü

Önce sevmekle, sevilmekle, hayatla, yaşamla kısaca bizden bir şeyler bulmak için çıktım gecenin zifiri karanlığında bu yola... sonra vazgeçtim, kendim olmak istedim, içimden geldiği gibi yazıp kendi fenerimle gecemi aydınlatmak istedim.Çoğu zaman şiirlere dökerim zapt edemediğim kelimleri ama bu sefer sığmayacak gibi geliyor bir kaç dizeye, lakin dizeleri, önünde diz çöktüren satırlara sayfalara sığarmı içimdeki fırtınalar bilemiyorum. Boranlara meydan okur kimi zaman fırtına dediğim isyanlar, haykırışlar. Susuturamam dizginleyemem soruları sorguları ve nerde gizlidir kimdedir dediğim cevapları...

Güçlü olmakla zayıf olmanın arasında gider gelirim hep, boş olan boşaltılan hayatımı doldurmak adına. Siz hiç hayatınızın boşluğunu yaşadınızmı? eminim yaşamışsınız dır ama boşaltıldığına şahit oldunuzmu? zamanın, duyguların, insanların, kaderin hep bir olup, büyük bir zafer edasıyla, geleceğinizi umutlarınızı hayallerinizi isteklerinizi beklentilerinizi mumyaladığını bilirmiydiniz? Acıyla, pişmanlıkla keşkelerle maskelerle doldururlar içinizi, zorla zorbalıkla hemde.Hiç şansınız yoktur telafi etmeye, hakkınız deseniz hiç yoktur itiraz etmeye, değiştirmek mi? hayır asla...

Ama bunları yapamasak ta düşünmeden de duramayız, telafi etseydik ne olurdu neyi değiştirebilirdik diye, kıymetini bilemediğimiz sevdiklerimiz bize bir şans daha verirmi peki, yada tekrar acı çekme pahasına olsa da, sevmesini bilmeyenlere 'adam sende' diyebilirmiydik, akıl ve mantığı hislerden süzebilirmiydik, yapmamız gerekenleri bildiğimiz halde, doğrunun doğru olanın ne olduğunu bile bile aynada kendi yüzümüze sağ gösterip sol vururmuyduk, sadece menfaat ve çıkar için sevildiğinizi istendiğinizi göre göre, emanet umutlara sarılırmıydık, yaptığımız her fedakarlığın, uğruna vazgeçtiklerimizin sonunda bize acıyla geri geleceğini baştan kabullenip yolcu edermiydik kiralık yarınlara, sonunda bir başına kalacağımızı bile bile izin verirmiydik onca kalabalığın bizi yanlızlığa yolcu etmesine... sizi bilmem ama ben etmezdim yapmazdım herhalde, herhalde diyorum çünkü o süzemediğimiz aklı, duygularımdan ayırabilirmiydim yerli yerince ondan emin değilim işte.

Zaten istesekte istemesekte değişiyor herşey, bizim değiştiremediklerimize inat değişiyor hem de, bakıyorum şöyle etrafıma, ne sevgiler eski sevgi ne de sevmesini bilenler, ne tadı kalmış ne tuzu aşkla yananın aşkla yakanın, antibiyotik niyetine kullanılıyor artık 'seni seviyorum' cümleleri lakin zamanla bağışıklık yapıyor, pan zehiri ise nefret ve öfke, özlemenin, özlenmenin ateşi güneş yanığına dönmüş, arzular istekler bir bacak bir dudak ta sonlanıyor bronzlaşmış tenle birlikte, buram buram seks kokuyor ucuz etlere prim veren vaatler, bir bakışmanın bir tebessümün göklere uçurduğu aşklar, ihanetlerin sadakatsizliğin dipsiz kuyusunda buluyor kendini.Asparagas duygularla süslenmiş merhamet ve vicdanlar ise acınacak halde ve en kahredici ise sevginin giremediği kalplerin kapısında kalan saygılar.Aslında çok ta şaşırmamak gerek, hani biraz senden biraz benden dediğimiz bir tabir vardır, pifti pifti paylaşılmış sorunların ve sorumsuzluğun nedenleri, 'sen bana ayak uyduramıyorsan ben sana uydururum' hesabı, hem zamanla yarışıp hem zamana uymak zor zanaat özellikle bizi tekeline almış hızına yetişemediğimiz bu teknoloji varken, hem de ne teknoloji ya, sanki hikmetiyle nurlar yağdırmış gerçek alemden sanal aleme, kelebek ömrünü bile kıskanır olmuş sevdalar, bir saatte başlayıp bir günde biten aşklar gibi. Velhasıl sermayesi yalan olmuş ilişkiler, masumiyetini kaybetmiş doğrularla ne kadar yaşayabilir, alnına leke sürülmüş genç kız misali dar ağacında buluverir kendini...
..

Devamını Oku
Serpil Taşyürek

Bir kağıt,bir kalem
Yeter yarenliğime
Kaybolup giden gençlik yıllarım,
Bir rüzgar,soğuk estiğinde
Toz olup uçuşan.

Ne isim kalır ne yad,
..

Devamını Oku
Vildan Altunbaş

ÖFKEM

Şu esen fırtınayla yarış yapmalı,
Bu gün en az,onun kadar öfkeliyim.
O dışarda ağaçları bükerken!
Ben öfkemden herkesi kırmalıyım.

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Dünya, Birinci Savaşı cepheden bodoslama götürmüştü. Asker ve bayrak dikmenin ekonomik, emperyalist şehevi tutkusuyla, karşı tarafa saldırıp istila etmişti.

İkinci savaş bunun tam bir teknikti; değişim, dönüşüm, üstünlüğü olan cephe savaşıydı. Ve bilançosu akıl almaz denli hayli ağır, bir cepheler savaşıydı.

Üçüncü savaş teknik ve teknolojisini bırakmamıştı. Ama oldukça mobilize ve teknik bir süreyim savaştı. Cephe yoktu. Saldırı oldukça insani(!) boyutlarla göz yaşartıyordu.

Oysa, insani boyutu aynı ve daha vahim küre ülkelerine bu yardımlar(!) kaal olmayıp hiç yapılmazken, nedense Orta Doğuya pek merek salınmıştı! Kıyamet burada kopuyordu! Bu savaşın kimi kez değişken sürekli bir koalisyon gücü vardı!
..

Devamını Oku
Aslı Şahin

Gülümseme..
Bilmediğim bir kentte..
belki park edilmez levhası önünde
Yapayalnız kundak içinde

Bazı gidişler vardır..
Öfke değse de diş etlerine
..

Devamını Oku
Necdet Uçan

kurt düşmüş bir kez içine
kokusu sinmiş
öfke çökmüş
kaşların üstüne
yakınlaştırmış birbirine
ve yansımış yüzüne
her halinden belli
..

Devamını Oku
Meryem Beyazal

O hiddet ne öyle kırıp döküldük
Reva mı bu öfke söyleyin bize
Hani korka korka geldik tedrise
A ma bir kükreyen küheylan gördük
N efesi tükenmiş neye dönüştük.

Erenler bağına girmeyen bülbül
..

Devamını Oku
Hürrem Yalçın

Dost gözlerime baktı
Sen uzaklara...


Dost gözünde ben vardım
Senin gözünde saydam....

..

Devamını Oku
İsmet Zeren

Bir sevdiğim vardı
Kucağında korkuları unuttuğum
Saçlarında zamanı durdurduğum
Bir sevdiğim vardı
Ela gözlerine öfke düşmemiş
Acısız,kaygısız,umut yüklü
Bir sevdiğim vardı
..

Devamını Oku
Elazığlı Mustafa Kaya

öfke dağıtıyor rüzgarla deniz
parmak uçlarım sızlıyor
yüzümü yırtan soğuk
vals yapıyor
içimde acılar buz tutuyor
terkedişin kadar değil..

..

Devamını Oku
Ayşe Gürgan

Yürekler sevmeyi unutuyor gün be gün
Nefret ateşleri yakıyor bedenleri
Suratlar kararmış,kin kusmakta bakışlar
Artık göremez olduk tebessüm edenleri
Bilmiyorum bu öfke kime
Anlamıyorum bu kargaşa niye
Kim çaldı çocukların
..

Devamını Oku
Fatma Güven

Kat kat deri gibi,
Soyunursan korku,
Endişe, zaaf,öfke,
Bencillik,çıkar,
Kin, nefret elbiseni,
Kalırsın çırılçıplak.
Dön yüreğine bir bak.
..

Devamını Oku
İlruba Güneş

Bir düş kurdum
Onu büyüttüm her gün her dakika
İçinde onlarca isyan, öfke ve acı vardı
İsyan ettikçe ben doğuyordum
Ben doğdukça biri ölüyordu
Döküldüm mısralara
Döküldükçe derim soyuldu
..

Devamını Oku
Erdem Nur Cengiz

Öfke gözden tırnağa yerleşmişti bile.
İçinde, bir alev alıp bir kora dönüşüyordu yangınlar.
Bilinçaltı gömütüne nasılsa zincirlediği Neron'a
Acıyla gülümseyerek;
'Asla küllenmeyecek' dedi Kadın.

Öc, akrebin zehirli dokunuşunda varlıyordu kendisini
..

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Sanal dostum, bugün duydum ki, oğlun doğuda bir çarpışmada şehit olmuş. Ölüm ne acı, Allah sana sabır versin. Vatan sağ olsun. Sana ne söylesem bir teselli olmayacak biliyorum, yanmış kalbine su serpmeyecek de ama yüce kitabımız ANKEBUT Suresi 57. Ayette “Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz” diyor. Bu beklenmedik ölüm haberi, elbette bu gerçeği kabullenmekte zorluyor aklımızda da. Ama bir düşünsene, ya araba kazasında öldü deselerdi, ya bir yangında yandı öldü deselerdi, ya intihar etti öldü deselerdi, ya bir mahalle kavgasına karıştı pisipisine öldü deselerdi… O zaman kalbin daha da dayanılmaz acılar hissedecekti, değil mi? Öyleyse şükretmeye gayret et böylesi bir ölüm ona nasip olduğu için. Kul için şehitlik en yüce mevki, bu dünyadan eceli gelip göçerken. Hz Hamza’nın (ra) şehitler ordusuna katılacak oğlun ve inşallah ta (“Ve sakın Allah yolunda katledilenleri ölmüşler sanma, hayır, hep hayattadırlar, Rablarının indinde yaşarlar” –Ali İmran 169) ayetine muhatap en güzel müjdeyle öbür dünya hayatına intikal edecektir Allah’ın izniyle.

Bu dünyada başımıza her gelen musibet amelimizi test etmek amacıyla Allah tarafından verilen bir rahmettir. O musibet etraflıca bakıldığında, dayanılmaz gibi gelir başlangıçta. Eğer biz bunun Allah’tan geldiğine iman edersek, acımız hafifler ve bir derin nefes alırız. Musibete karşı imanımızı siper ederek isyan etmez, neden başkasına değil de benim başıma geldi demeyiz. Bizi seven insanlara karşı, yanlış bile görsek, asla onun samimiyetinden şüphe etmeyecek bir dirayetle o sınavdan alnımızın akıyla çıkarız.

Bize gelene musibetler, o kadar hile ve öfke dolu pozisyona sokar ki… Akla gelmedik yanlış yollara ve araştırmalara… Vehimlere kaptırır bizi. Sorular beynimizde mıhlanır kalır ve o musibete neden olan olaya karşı isyan bayrağı açmaya dünden hazır oluruz. Sonuçta istesek de istemesek te yaşayacak bir ömrümüz varsa, ileride mahcup olacağımız bu ani parlamalarla kırdığımız kişileri, başka bir sınavın için atarız. İyi-kötü ne karar alırsak bunun sonucu bizden başkalarını da etkileyecektir, bunu unutmamalıyız. Ön yargı, gereksiz varsayımlar, geçmişten geleceğe taşıdığımız geçmişten kalan şer izler ile vehim bir sonuca taşıyacak kesin bir yargı ile ani karar vermemeliyiz.

Şehitler ölmez vatan bölünmez… Eğer bu vatan olmazsa, şimdi ki Suriyeli göçmenler gibi bir yurt ararken, suda boğulur ve ölümü en erken şekilde yakalarız. Eğer vatanımız varsa ve emniyet içinde yaşayabiliyorsak, bunun nedeni düşmana ve teröre taviz vermeyen askerlerimiz-evlatlarımızdır. Bunu bedelini her vatan evladı ödemeye hazırdır, hazır da olmalıdır. Ellerimizi Rabbimize kaldırıp, ölenlerimize rahmet dileyerek, onun geride bıraktığı vatanımızı daim kılacak, her türlü musibete son verecek neyi yapabiliyorsak yapmaya da serinkanlı bir biçimde devam etmeliyiz.
..

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

İşlemiş bu canıma Candan olan yürekler Ölür de aramazsam Benden özür dileme Geç kalmasın yüreğin Küstüğü insanlara Bir merhaba demeli Ölüm değmeden cana Bazen kızgın öfkeli Bazen de yufka yürek Bu kadar hırslan sanda İnsana merhamet gerek Dumanı soğumadan Çorbandan bir tas ayır Sende muhtaç olursun Gelir komşundan hayır Acıtma incitme sakın Yetim öksüz çocuğu Bir gün ölüm gelecek Kurtarır seni gülücüğü Tebessüm ettiren ol Ağlatma Allah kulu Sözlerin baldan olsun Gözler gülsün kokulu Allah verir hayrını Sen kulunu ağlatma Yürek bazen delirir Öfkene öfke katma İnsanlığı yaşatan Sevgi hoşgörü anlayış Dizilir öfke boynuna Boğar seni bir kayış Gelen yıksa da seni Gidene öfke kusma İnsanlık sende kalsın İyiliği hatırla unutma Gözlerden düşen yaşın Hesabı sana kalmaz Seni yaratan Allah Haksıza baka kalmaz Zennehar yılmaz 25.05.2012 22:21:51
..

Devamını Oku
Caner Kara

Tanrı Dağ'dan tüm acuna yollar var,
Sahibini unutmuş çok eller var,
Dedesinden borçlu kalmış kullar var,
Bin yıl oldu; alacaklı bu öfke,
O varisler,hesap verecek Türk'e

Tanrı Dağ'da bitecek mi bu nöbet?
..

Devamını Oku
Yusuf Değirmenci 3

Akmadı çağlayan, derelerimiz
Yok mu gönüllerde, hiç bir yerimiz
Bize ihaneti, kaderlerimiz
Etmedi güzelim, kendimiz ettik

Sevgi öfke oldu, bundan taşkınız
Hala kararsızız, hala şaşkınız
..

Devamını Oku
Sema Zincir Kanmış

sonunda...
insan denilen erdemin içinde taşıdığı “ruh’un” varlığını kavradım…
yolumu çizdim artık …
biraz da,
herkesin içinde taşıdığı, ama sesini dinlemediği farkındalık! …

içimizdeki haykırışlar, öfke, sevgisizlikler, bazıları için kader!
..

Devamını Oku